Ebe Ana, Nalbant Hüseyin Dede ile eşi Mümine Hatun'un kızı olarak Kayı Boyu ve Avşar Boyu ile yaşamış son olarak Saruhanlar'a yerleşmiştir.
Saruhanlar köyünde bulunan Orinas Kalesi'nden gelen bir grup atlı, kalede bulunan tekfurun akrabalarından bir kadının doğum sancılarının başladığını öğrenir. Bu haber üzerine, atlılar Ebe Ana'nın yardımını istemek üzere köye gelirler. Ebe Ana, doğum için kaleye gitmeyi kabul eder.
Ancak, atlılar Ebe Ana'yı kaleye götürürken kalplerine bir kötülük düşer. Atlardan inerek Ebe Ana'ya doğru yürümeye başlarlar. Bu sırada Ebe Ana, kaleden kaçarak aşağıya doğru koşmaya başlar. Ancak karşısına, insandan daha büyük bir kaya çıkar. Ebe Ana, kayaya yönelerek "Yarıl ya taş!" diyerek Allah'a dua eder.
MUCİZEVİ AN: KAYA YARILARAK EBE ANA'YI İÇİNE ALIR
Kayaya yapılan dua sonucunda mucizevi bir şekilde kaya yarılır, Ebe Ana kayanın içine girer ve kaya tekrar kapanır. Bu olay karşısında şaşkına dönen Bizanslı askerler, olayın ardından hayret içinde kaçmaya başlarlar.
Efsaneye göre, kayanın içine giren Ebe Ana'nın bir göğsü dışarıda kalır ve belirli dönemlerde göğsünden süt gibi bir sıvı aktığına inanılır. Asırlar geçse de, bu olay Saruhanlar köyünde hala unutulmamış ve her yıl düzenlenen Ebe Ana Sultan'ı anma törenleriyle canlı tutulmaktadır.
Bu efsanevi olayı yaşatan ve gelecek nesillere aktaran Yalçun ailesi, Saruhanlar'da bu tarihi mirası korumak ve Ebe Ana Sultan'ı anma törenlerini düzenlemek adına büyük bir sorumluluk üstlenmiştir.
