“Sizinle uçmak güzeldi.” Türk Hava Yolları (THY)… Güzel olageldi, güzeldir, güzel kalacak demek istememiz yanlış mı? UEFA Şampiyonlar Ligi’ne, Avrupa Euroleague Basketbol Ligi’ne, Barcelona’ya ana sponsor olmuş bir milli firmamızın biz Domaniçliler’e kelek yaptığını görmezden mi gelelim? Bu mevzuyu biraz ötelemeye çalışalım. Bizden evvel bir cümle memleket var konu olacak çünkü.
Dev firmalar genellikle “Önerilerinize değer veriyoruz.” derler ve önümüze anketler sürerler. “Değer vermek”… ‘E verin o zaman değeri kadar para’ demek bayat bir şaka olmanın ötesine geçemiyor. Eğer gerçekten herkesin ne dediğinin THY için samimiyetle bir ehemmiyeti varsa; anlatmamamız, önermememiz, tavsiye etmememiz milli bir sorumluluğumuzu ihmal etmek demek olacaktır. Türk’ün Türk Hava Yolları’na karşı fikirsiz, bilgisiz, ilgisiz olması ancak ve sadece öngörüsüzlük ile tembel bir baygınlık hali olmalıdır.
Business Class… Ssss… Buzi uçuşlar… Ömrümde 100’ü aşkın uçak yolculuğum oldu. Biri bile Business Class değil. Şöyle bir tablo gördüm ben: Ekonomi sınıfı 120 kişilik ve içinde 3 yolcu var. Business Class 30 kişilik ve içinde 26 yolcu var. Bana garip ve tuhaf gelmişti. Garipliği ekonomik bir eblehlik olması, tuhaflığı ise Ekonomi sınıfının daha konforlu olmasıydı. Uçağın içinde dolaşmak, istediğim koltuğa istediğim zaman oturmak. Böyle bir durum vardı.
Eğer Business Class bu kadar popüler ise niye tamamen Business Class uçaklar yapmıyoruz ki? Uçak komple Buzi olsun. Mantıksız mı? THY bünyesinde VIP uçak hizmeti mantıksız mı? “Para çok, babadan var… Üniversiteyi bitirdim. Evleneceğim kızı buldum. Şimdi şöyle bir Dünya turu yapayım diyorum. THY’den bir özel uçak kiralasam mı acaba? 6 ay, bütün Dünya’yı dolaşsak bibiciğim ve bizim ekip ile? Zaten THY otel hizmetlerini de üstleniyor. Kalite, dev abi adamlar.”
Dünya’nın neredeyse her ana havalimanında THY’nin yer hizmetlerini üstlenen firmalar var. Yani kullanılacak özel uçağın bakımı, güvenlik denetimi gibi sorumluluklarını THY üstlenmiş oluyor ki bu THY’yi avantajlı konuma getiriyor. İnsanlar özel uçak almak yerine THY’den THY Flamalı uçakları kiralama yoluna gidebilirler. Bir öneridir.
THY için hedef Dünya’nın en pahalı ve Dünya’nın en ucuz biletini satmak olmalıdır.
İkram Türk geleneğidir. Ananemizden bize bu böyle miras olmuştur. Biz gelene gidene izzet-i ikram etmeyi severiz. Şimdi efendim, görülüyor ki THY uçuşlarında bir çay bile ikram edilmiyor. Çay. Çay yahu! Sonra bir bakıyoruz 500 ml içme suyu 790 Lira. Ne yapıyoruz? Gidiyoruz tuvalete. Ağzımızı musluğa dayayıp içiyoruz uçak suyunu. Artık şebeke suyu mu? Ne suyu belli değil.
THY, gel uçakların mutfakları için McDonald’s ile anlaşalım. Gel uçaklarımızda Starbucks standı yapalım.
Türk Hava Yolları’nı 20 yıl evvel Dünya’nın ilgisine mahzar kılan Türk uçaklarındaki yemek ikramıydı. Fransız Havayolları (Air France), Sabena Havayolları, Alitalia, Korean Air ve Japon Hava Yolları deyim yerindeyse mutfak konusunda Masterchef mertebesinde rekabet yaşıyorlardı.
Kabul edelim; hiçbir yolcu uçakta ikram edilecek yemeğe muhtaç değildir. Ve ancak bu yemek servisi uçak içinde bir birlik havası, bir pozitif ortam oluşturur.
Israr ediyorum: Türk Hava Yolları mutlaka ve muhakkak Airbus’a ortak olmalıdır. Boeing’e ise teklif dahi götürülmemelidir. Çünkü Airbus alıngandır.
Airbus’ı şöyle ikna edeceğiz: “Bak kardeşim (Look brother)… Hızlı anlatıcam (i’ll cut it short)… Eğer sana ortak olursam (if i’ll be one of your major share holders)… Senden 20 senede (in 20 years)… 300 uçak satın alırım (I buy three hundred planes from you.)…”
%7 hisse için ayrıca hisse bedeli üzerinden satın alım yapılsa. Bu anlatılanlar çok mu uzak ihtimaller? THY kadar uçak siparişi veren, THY kadar geniş bir filoya sahip havayolu işletmesi yok gibi bir durum. En çok uçak satın alan firma olarak Turkish Airlines uçak üretimi sahasında var olsa kötü mü olur?
Yeni bir konseptten bahsediliyor. Ve ancak olay tam netlik kazanmadı bir türlü. Şöyle ki; kargo bölümü olmayan yolcu uçağı tasarımları beklenir oldu. Uçakların ebatlarını küçülterek daha az yakıt tüketmek fikri aslında temelinde oldukça akla yatkın geliyor. Yanına valiz almadan, sadece bir sırt çantasıyla uçan yolcu sayısının azımsanmayacak seviyeye ulaştığı gözlemlenince uçakların buna göre şekillenebileceğini, en azından filodaki bazı uçakların böyle olmasının faydalı olabileceğini düşünenler olmadı değil.
Bunun yanında halihazırdaki kargolu yolcu uçaklarını kargo bölümünü iptal edip iki katlı yolcu uçaklarına çevirmeyi düşüneni bile biliyorum. Pek çok kişi sadece götürebileceği için bir ülkeden bir diğerine giderken yanına yük alıyor. Sadece kabin bagajı ile uçmak sanıldığı kadar sınırlayıcı bir uygulama değil.
Lütfen dikkat edelim; Yük ve Yolcuyu aynı vasıta ile taşımak her zaman en ekonomik yöntem olmayabilir. En kolayı olabilir.
THY sen akıllısın değil mi? Zekisin yani. Değil mi? Yani biz göklerle haşır neşir olanımız dobra dobra bir zeka mertebesindedir demek istiyoruz. Da, Dünya’nın en büyük havayolu şirketi olarak bir tane bile Hediyelik Eşya Dükkanı açmamış olman nasıl bir uyuşukluktur açıklayabilir misin? Diyanet bile hediyelik eşya dükkanı açmış… sen neyin kafasındasın merak ettik biz şimdi…
Hatanın daniskası üzerinde fazla durmayalım. Diğer bir konu uçakların gövdelerinin altlarına THY harfleri boyanmasıdır. Hani Polis Helikopteri’nin altında POLİS yazan helikopteri gibi. Bunun olumlu etkisini anlatmak lüzumlu mudur?
Uçaklara daha az yük binsin diye cümle havayolu şirketlerinin uçaklarını hafif-beyaz boya ile kapladığı bir piyasada, her zerreden tasarruf kovalanan bir ortamda bu yapılabilir mi pek emin değilim.
“Yolcuları uçağın gövdesinin zeminine konuşlandırıyoruz. Kargoyu ise üste alıyoruz. Acil bir durumda yolcular alttan püskürtme ile tahliye edilebiliyor. Aslında düşünüldüğü kadar zor bir şey bile değil. Bunun yanında filikalı uçaklar da yapıyoruz. Gerçekten! Uçağın kuyruğunda toplam 44 kişilik 4 tane filika yerleştirebiliyoruz. Arkadan atılıyorlar. Paraşütü kendi kontrol otomasyonu ile yönlendiriliyor.”
İyi de uçakta yüzden fazla insan var.
“Yani?”
Yani sen 44 dedin.
“Önce hanımlar…”
Öhüm! Senin ki “Sadece hanımlar” olmuş yalnız.
Eveeet Türk Hava Yolları. Seninle ya da senin hakkında muhabbete doyum olmaz. Ancak başta ki mevzuyu unutmayalım: Aferin be THY! Hakikaten harikasın! Takdirlere layıksın be Türk Hava Yolları! Bravo! Muazzamsın! Gazi Osman Bey’in kurduğu Osmanlı Devleti’nin başlangıcı sayılan ilk cülus dağıtımının yapıldığı Domaniç’i filona layık bulmadın. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk otağını es geçtin.
Türk Tarihi’nin dönüm noktalarından biri olan Domaniç’i taşıyamadın. “Seçim zamanı yaklaşsın yaparız” deyip bir de üzerine “Yahu yaparız dedik ya işte, daha ne diyelim?” diye sıvayanı duyunca insan diyor ki seni iyi yapan tek ve yegane vasfın; isminde Türk olmasıdır. Başarılarınızın devamını dilerim.
NOT: Konu ile ilgili bilgi için https://www.mardinlife.com/gundem/turk-hava-yollari-ucaklarinin-isimleri sitesi ziyaret edilebilir.