Birlik. Beraberlik. Bütünlük. Bayram hepsine vesiledir. Bayram bunların tatbikatıdır.  

Birliğin ne demek olduğunu izahat kesinlikle gereklidir; birlikte yaptığımızda olabilecekler nelerdir? Örneğin İstanbul’da ki, Ankara’daki, İzmir’deki, Adana’daki ve Bursa’daki tüm taşıma araçlarını fosil yakıtsız yapabilirsek büyükşehirlerin hava sıcaklığı yıllık 2,5 C° kadar düşecektir. Kesin. %100. Bu daha fazla yağış demektir. Daha az kuraklık demektir. Ancak milyonlarca aracı dönüştürmek kentsel dönüşüm kapsamına alınmadıkça olmaz. Kentsel dönüşüm konutla beraber aracı kapsarsa bu belki olur. Birlik; Dünya’da her insan evladının yılda (günde değil) 1 Dolar’ı bir kumbaraya atması sayesinde bir yılda bu kumbarada 8 milyar Dolar birikir. Bu miktar birçok Afrika ülkesini kuraklıkla mücadelede kuvvetlendirecek bir miktardır. Hatta şöyle denebilir; 8 milyar Dolar 14.000.000 insanın su ihtiyacını karşılayabilir. Birlik olunduğunda harman kalkar. Türk Dili konuşanlar birlik olursa süper kuvvet doğar. 

Birlik. Beraberlik. Bütünlük. 10.000 kişi bir Kürt asıllı imamın arkasında secde ediyoruz da birimizin bile aklından menfi bir his geçmiyor. 40.000 kişi bir Ermeni’nin komutuyla tezahürat ediyoruz da (Beşiktaş) zihnimizden hiçbir ayrıştırıcı düşünce geçmiyor. Biz birlik olabilen bir kültürüz. Biz kenetlenebilen bir uygarlığız. Ve işte bu mertebeye bizi ulaştıran en etkili velinimetlerimiz bayramlarımızdır.  

İstanbul’da Bayram; 

Hüzünlüdür. Ahalinin çoğu gitmiştir. Şehir boştur.  

Güzeldir. Curcuna olmaz. Tıklım tıklımlık ortadan kalkar. Şehirde dolaşırken VİP gibi hissedersiniz. Sanki tüm şehir size tahsis edilmiştir. 

Bayram demek bereket demektir diye öğretti bize büyüklerimiz. Öyle alıştıklarını gösterdi küçüklerimiz. Çok şükür. Bununla ilgili zihinde yer edici yorumlardan biri Osmanlı-Rus Harbi esnasında Osmanlı Ordusu siperleri içerisinde dolaşma izni verilen bir İngiliz Subayı olan Charles Duncan adında ki bir İngiliz muhabirinden geliyor; Savaş esnasında Ramazan Bayramı’nın gelmesiyle “Türkler 3 günde tüm savaş boyunca harcadıkları baruttan fazlasını tükettiler.” notunu alıyor. Ülkenin dört bir yanında atılan havai fişeğin haddi hesabı olmadığı için İngiliz gözlemci bu durumu not etme gereği görüyor. 

Bereket. Charlie bu yorumu yapmış, ki şunu da unutmamak gerekir, aynı esnada Osmanlı garp cephesinde çarpışmaktadır. Güneyde ayaklanmalar başlamıştır. Bütün ülke bir ateş çemberinin içindedir yani. Ve bayram yine de bayram gibi kutlanır. Çatapatlı fişekli gösteriler düzenlenir. Festival havasında bayram kutlanır.  

İstanbul. Dünya’da bayramın en hoş yaşandığı yerdir diyebilmeyi aşırı görmemek gerek. Yürürken insan hayallere dalar. Ayasofya heybetiyle bir yanda, hemen karşısında Sultanahmet Camii zarafet ve ihtişamıyla… Ayasofya ile Sultanahmet Camisi arası belki 3.000 adımdır. Biri 100.000, biri 70.000 inanana aynı anda ibadet imkanı sunar. Ve şaka bir yana; Sultanahmet ihtiyaçtan mütevellit yapılmıştır. Yani Çamlıca Camisi gibi değildir. Özellikle Ramazan ve Kurban Bayramları’nda İstanbul’un merkezi olan At Meydanı’nda büyük ve sihirli tezgahlar, sahneler, mutfaklar açılır ve yüzbinlerce insan bayramı kutlamak için buraya akın ederdi. Bu esnada namaz vakitleri gelince yüzbinlerce insan bu camilere gitmekteydi. Cemaat arasında şöyle konuşmalar geçiyordu; “Canım kardeşim, Hacı Sufî çok doludur şimdi. Sultan’a gidelim.” 

Ya ezan? Peki ya ezan? Sultanahmet Camisi’nin kaç tane minaresi var? 6 tane. Bu minarelerin dördünde üçer şerefe var. Etti 12 şerefe. İki minarede ise ikişer şerefe var. Etti 4 şerefe. Yani caminin toplam 16 şerefesi var. Bu şerefelerin her birine bir müezzinin çıktığını ve harmoni içinde aynı anda ezanı okuduklarını hayal edebilir misiniz lütfen?  Bu ne kadar zor bir olaydır. 16 müezzinin senkronize bir biçimde ezanı okuyabilmeleri, ortaya çıkan sesin güzelliği… Camilere asılan mahyaların bu müezzinlerin aralarında vakit haberleşmesi için kullandıkları bir yöntemden türedikleri söylenir. 

İstanbul’un şaheser niteliğinde olan camilerini listelemeye kalkmayacağım tabii ki. Ancak konuya en basit ve ilkel bir biçimde bakmak gerekirse; cemaat olarak namaz demek, eğer 5.000 cemaat var ise yere varan secdemiz 5.000 secde kıymetinde demektir. Bunu hepimiz biliyoruz. Yere varan secdemizin 100.000 secde olmasını Allah hepimize nasip etsin. İstanbul bu imkanı sunan kenttir. Bayram ise tüm Dünya’da secde eden bütün inananların şahadetinin birleştiği gündür. İlahi fırsat günüdür bayram. Ve; fırsatın kazası olmaz. 

Çoğumuz için bayram yol demektir. Ya yol gözleriz ya da yol yaparız. Memleket demektir bayram. Ana demek, baba demektir. Evlat demektir. Dede nene demektir. Amca, teyze, hala, dayı demektir. Yeğen, kuzen, kardeş, abi, abla demektir. Dost, arkadaş, sırdaş demektir. Bayrak, bağımsızlık, barış demektir. Kitap demek, Peygamber demek, İslam demektir. 

Domaniç’in, Kütahya’nın, Türkiye’nin ve tüm Dünya’nın Şeker Bayramı kutlu ve mutlu olsun. Yüzlerde tebessüm, gönüllerde iyi niyet olsun. Kalpler neşeyle dolsun. Ulusumuz için değişimin arifesinde olduğumuz bu umutlu dönemde bayrama sükunet içinde kavuşabilmemizin ve dönüşümü sulh içerisinde gerçekleştirmekte oluşumuzun huzuruyla, milletçe yekpare olarak daha iyi bir geleceğe yol almakta oluşumuzun bilinciyle; bir nevî çifte bayram yaşıyoruz.  

Bayram mübarek olsun.