Domaniç dağları...
Evet her birimizi büyümeyen her mevsim başka bir güzellik sunan eşsiz doğa parçası. Eski Türklere göre insanoğlu doğayı, evreni meydana getiren pek çok parçadan sadece birisidir. Bir insan ile bir ağacın, derenin veya taşın hiçbir farkı yoktur. Yani doğanın içerisinde sıradan bir unsurdur, doğanın sıradan bir parçasıdır.
İnsanoğlu kendini doğanın bir parçası olarak gördüğü için doğaya, onu oluşturan her parçaya son derece saygılıdır. Taş, ağaç, su fark etmeksizin her şeyi kendisi gibi canlı sayar ve onlara saygı gösterir.
Demem odur ki, doğa eşittir insandır. Domaniç dağları muhafaza edilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması gereken en büyük zenginliğimizdir.
Domaniç, iklimi, zengin doğal kaynakları ve bozulmamış bakir doğası ile turizm açısından bir cazibe merkezi. Biyolojik çeşitliliği ve nadir bulunan bitki türleri ile süslenmiş dağları, yaylaları, tepeleri, vadileri Domaniç’in tarih-kültürünün olduğu kadar doğasının da ilgi görmesine neden oluyor.
Domaniç dağları ve doğası, Türkiye’de yayla keyfinin yapılabileceği nadir yerlerden. Doğal su kaynakları, verimli tarım alanları ve canlı çeşitliliği Domaniç’e sadece göze hitap eden bir doğal güzellikten sıyırıp doğa gözlemciliğine de fırsat veriyor. Nadir endemik bitki türleri mevcut.
Tepelerden Domaniç ovasına seyre dalarken, sarp yamaçlarda süzülen kuşlara değen gözünüz ormanlık alanlara, derelere yeşile doyuyor. Doğa gezilerinden zevk alanlara, kuş-börtü-böcek gözlemcilerine, piknikçilere, fotoğrafçılara verimli anlar sunan ilçede doğa ile baş başa kaldığını anlıyor insan.
Bölgede bir çok kuş-börtü-böcek türü yaşıyor. Gözlemciler bu türleri inceleme şansı buluyor. Domaniç’in doğal alanlarında hem doğayı soluyup hem de nesli tükenmekte olan ayı, geyik gibi hayvanları gözetleme imkanı bulabiliyor. Bakir doğası ve misafirperver halkıyla yerli-yabancı her turistin seveceği doğal bir turizm alanıdır Domaniç. Trekking, offroad, bisiklet, yürüyüş, balık tutma gibi aktiviteler için oldukça müsait. Yüksek rakımlı dağlarında bulunan kayın ormanları ile kaplı yaylaları eşsiz güzellikleri ile bir oksijen deposu.
Domaniç endemik olmayan en çok nadir bulunan bitkilerin yetiştiği alanlardan. Türkiye’de yok olduğu sanılan ancak 1986 yılında bir ormancı tarafından keşfedilen çok değerli bir bitki olan, görkemli sarı çiçeklerinden dolayı “sarıgelin” veya “sarıafet” olarak adlandırılan Gentiana Lutea (censiyan/acı kök) Domaniç dağlarındadır. Domaniç’in endemik bitkilerinden bir diğeri ise Lidya peygamber çiçeğidir (Centaurea Lydia). Kocayayla’da endemik bir orkide türü olan “Epipactis Pantaca’da yetişir. Yine ülkemizde çok nadir bulunan Epipogium aphyllum adlı orkide de Domaniç’te yetişir. Anadolu karaçamının endemik bir türü olan ve önemli biyolojik zenginliklerimizden Ebe Karaçamı da Domaniç’te yetişir.
Domaniç’in doğa turizmine en büyük tanıtım katkısı yapan ve daha da yapacak olan doğa olayı ise şu: Her yıl ilkbahar mevsiminde Kocayayla’da, çiftleşmek için gruplar halinde ormandan dereye göç eden kurbağalar, karayoluna geldiklerinde birbirlerinin sırtında yolun karşısına geçiyorlar ve Seyitömer’deki arkeolojik kazılara göre 5 bin yıldır bu olay devam ediyor….
Fevzi COŞKUN hocam yıllar öncesinden bunlardan da bahsediyor zaten. Kitaplarında.
Evet….
Saygıdeğer okurlarım. Şaşırdınız belkide. Bize ne börtü-böcekten çiçekten diyenler oldu tahminim. Gel gelelim, fark edebiliyorsak ki edelim, Domaniç dağları bizler için bulunmaz bir veli nimet. Sahip çıkmak her Domaniç'linin vazifesi.
Kalın sağlıcakla.