Bir kişi var ki, Domaniç’te... Beni ben gibi kabul eden, siyasi veya sosyolojik yapımdan hiç bir zaman rahatsızlık duymayan, hata ve kusurlarımı, eksiklerimi yüzüme kırmadan dökmeden söyleyip beni tatlı ikazları ile bile mutlu edebilen, her sohbetimizde bana bir şeyler katan ve katmak için çaba gösteren, eskileri yaşamış, belkide öküz önünde yürümüş, tarlanın traktör çıkmayan kır bayır yerini kara sabanla ekip sürmüş, alın terinin kıymetini bilip, alın terinin karşılığı ile çocuklarını büyütmüş, yetiştirmiş bir insan. Bunların hepsini yaparken bile kendisini yetiştirmesini bilmiş ve hala gözlerinin eskisi kadar iyi görmediğini söylemesine rağmen okumaya devam eden, hali hazırda bile yeni bir şeyler öğrenme gayretinde bulunan, maddi ve manevi anlamda her zaman yanımda olan o güzel insan. Aslında bir Domaniçli olarak herkesin yakından tanıdığı bir insan benim ağabeyim. Kibirden, riyadan uzak sade ve bir o kadarda Domaniçli olan Ağabeyimin adı bende saklı. Bu yazımda, siz değerli okurlarımın huzurunda bana kattığı bütün değerler için kendisine teşekkür ediyorum. İyi ki var. Neden mi böyle bir giriş yaptım derseniz ? Domaniç’e değer katanları yazdım üst üste iki hafta. Bana değer katan o insanı, ağabeyimi burada yazmazsam olmazdı. Aslında bir çok insan var hayatımıza değer katan. O insanlar hep olsunlar yanı başımızda. Çok şey yazardım ama bu yazıyı okuduğunda bana muhakkak kızacak biliyorum. Gözünde beni o kadar büyütme diyerekten. Onun için bu yazımda kısa bir giriş ile anlatmaya çalıştım benim ve Domaniç için değeri paha biçilemeyecek o güzel insanı.

Asıl konumuza gelecek olursak, özlenen günler hatırına Domaniç’i yaşayarak öğrenmek gerek. Her birimiz sohbetlerimizde saban ile sürülen tarlaları, köylünün tamamının harmanı bitmeden inilmeyen, harman yerlerinden bahsederiz bazı bazı. Kahvede, cemiyette hep asıl konumuz göç neticesinde boşalan köylerimiz olur. Köylerimizin verilen göç neticesinde boşaldığını, sonuç olarak birlik, beraberlik ve dayanışmanın kaybolduğunu konuşur ve derim bir iç çekeriz hep birlikte. Gençlerimizin köy hayatına hasret kalışlarını konuşuruz. Anadolu’da göçün en acımasız etkilediği köylerimizin, doğduğumuz yerleri. Baba ocaklarımızı kısacası. Ya köylerimiz bizleri özlüyor mu acaba...

Köylerimiz özlemiyor tabikide. Onlar bize değil biz onlara muhtacız. Hayatımıza bereketli topraklarının verdiği ürünler, bizlerde bıraktığı anılar, çocukluğumuz ile müdahiller. Biz o verimli topraklarda üretemezsek vay halimize. Köylerimizde özleyenlerimiz mi? Orada bıraktığımız anne, baba, kardeş ve akrabalarımız özlemekte bizleri. Köylerimiz sadece ama sadece birer anı olarak kaldı aklımızda. Kuruluşun toprağı Domaniç'in var olan 31 tane köyüne gelecek olursak. Muhacirlerden-Sefaya kadar köylerimizin isimlerini sayınız desem kaç kişi sayabilir ki. Belki de, ben bile teklerim. Vakit buldukça her köyümüzü ziyaret etmeye tarihi ve kültürel noktalarda köylerimizde saha çalışması yapmaya çalışmama rağmen gerçekten ben bile teklerim. Güney Köyünün Çad dedesinden, Saruhanlar köyünün Ebe Anasından, Muhacirler köyünün uyuz Hamamı’ndan, Berçin köyümüzün gözetleme kulesi ve dahası saymaya kalkarsam köşem almayacak kadar çok olan köylerimizin değerlerini unuttuk. Bir çoğumuz kültür mirasımız olan, Eski Kozcağız, Karakütük gibi köy isimlerini ilk defa duyuyoruz. Nerededir. Domaniç'in mi ? diye kendi kendinize sorduğunuzu bile hissediyorum bu yazıyı okurken. Ata topraklarımızı, unutmamak gerek. Gelecek kuşaklara anlatabilmemiz adına bizlere büyük görevler düşmekte. Bırakın Domaniç’i ve köylerimizi özlemeyi. Ailemizden başlayıp özlemekten ziyade en azından doğduğumuz toprakları Çocuklarınıza ve çevrenize anlatın ve öğretin. Öğretin ki yarın köye döndüğünde, belkide ömrünün sonuna kadar yaşamak zorunda kalacağı köyüne aşina olsun gelecek kuşaklar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de belirttiği gibi. "Köylü milletin efendisidir" cümlesinin muhatabı olduğunun bilincinde olsun çocuklarımız. İşte size fırsat. Önümüz kurban bayramı. Kurban bayramının 3. Gününde Güney Köyümüzde Çat Dede anması var. Bu vesile ile Güney köyümüzü tanıma fırsatı var önümüzde. Buyurun çıkıp çıkıp gelin. Gelin ki beraber tanımaya başlayalım köylerimizi ve Domaniç’i, Güney Köyümüzden. Kalın sağlıcakla.