Dünya yaşayan bütün canlılar içindir. Her ne kadar bütün canlılar için desekte insanlar içindir aslında dünya. Hayvanlar ve diğer canlılar ise dünyayı ne derece kullanabiliyor ? Oda başlı başına ayrı bir tartışma konusu aslında.

Neden mi böyle bir giriş yaptın derseniz.

Tarih boyunca kurulan her medeniyet  insanlar tarafından,  yine insanlar için kurulmuştur. Her türlü gelişmenin kökeninde insan vardır. Sosyal, kültürel, ekonomik ve ilmi olarak tarihi ilerlemenin temelinde insan vardır Kısacası. Yani bu ilerleme ve gelişmeleri  insanlar yapar ve insanlar için yaparlar.  O zaman lafı şuraya getirebiliriz: Domaniç ölçeğinde de meselenin temelini insan ve Domaniçli oluşturmaktadır.

21.yy dünyası teknoloji alanı başta olmak üzere tüm haliyle her geçen gün ilerleyen ve gelişen bir hal alırken Domaniç, hızla kan kaybeden yaralı bir hasta gibi göç veriyor; insanını yani nüfus kaybediyor. Önceki yazılarımda da yine göç olayını Domaniç’linin en büyük önceliği diyerek bahsetmiştim bu konudan.

Domaniç’in nüfusunu kaybetmesinde en önemli etken ekonomidir.  Düne kadar GLİ sağ olsun (!) binlerce işçimiz sayesinde ekonomik çark bir şekilde dönüyordu. Ve korkulan oldu GLİ macerası bitti. İşte o zaman Domaniç için sorunlar başladı.

GLİ’nin dışında Domaniç’in ekonomisini  oluşturan iki ana unsur daha vardı: Tarım ve Hayvancılık. Domaniç’te tarım ve hayvancılık endüstriyel ve modern bir şekle  dönüştürülemediği için insanımız mecburen  geçim kaygısıyla İnegöl’e, Tavşanlı’ya ve Bursa’ya göç etti. Şu anda bile hala tam anlamıyla tarım ve hayvancılığın modernize ve günümüz şartlarına uygun olarak yapılmadığını düşünüyorum. Göç neticesinde modern tarım ve hayvancılığı geçtim, dededen ve babadan gördüğümüz tarım ve hayvancılık ile uğraşacak potansiyel nüfusumuz bile yok denecek kadar az. İnsan potansiyelindeki bu düşüş Domaniç’i her açıdan olumsuz etkiledi.

Domaniç’teki nüfus, geçmiş dönemlerde kalabalık olduğu için sosyal imkanlar da o oranda fazlaydı. Zamanın ilerleyişine Domaniç'te göçün önlenemeyişinin paralelinde  kalkınamayan Domaniç, nüfusu azaldıkça bu imkanlardan mahrum olmaya başladı. Bu durum göstermektedir ki insan potansiyeli ve kalkınma birbirine paralel ve birbiriyle  orantılı şeylerdir.  O zaman Domaniç’in kurtuluşu adına yapılacak öncelikli iş, Domaniç’te insan potansiyelini artıracak, insanımızı kaçırmayacak adımlar atılmalıdır. İnsan potansiyelini artırabilmek içinde ekonomik iyileştirmeler yapılmalıdır.

Ekonomik anlamda GLİ örneğini vermemdeki amaca gelince. Cumhurbaşkanlığı seçim süresinde Cumhurbaşkanımızın Erzurum ziyaretinde, Erzurumlulara maden sektörü için işçi sözüne müteakip, Kütahya Mhp milletvekili Ahmet Erbaş'ın Cumhurbaşkanımıza GLİ içinde İşçi alınması çağrısında bulunmasını hatırlatmak içindi. Bu çağrı bence Tavşanlı Tunçbilek ve Domaniç ekonomisine katkı sağlayabilecek bir çağrıydı. Bu çağrıya iktidarı ve muhalefeti ile başta Kütahya ve ilçeleri olmak üzere Domaniç’in ileri gelenleri, siyasileri  olumlu-olumsuz hiç bir şekilde destek açıklaması veya bu konuda lobi faaliyetinde bulunmayı bırakın, gelişmelere sessiz tepkisiz kalıp, hiçbir şekilde bildiri demeç yayınlama zahmetinde bulunmadılar bile.

Kütahya başta olmak üzere siyasi parti temsilcileri, ve sivil toplum kurumları bir araya gelerek Kütahya'nın ve Domaniç’in nasıl kalkınacağı konusunda görüş alışverişinde bulunmadılar. Bu çağrıyı, Mhp milletvekili Ahmet Erbaş'ın yerine, CHP Milletvekili

A. Fazlı Kasap'ta, AKP'li Milletvekilleride  yapmış olabilirlerdi. İlçemiz ve ilimizin ekonomisine katkı sağlayacak her düşünce, hangi siyasi parti tarafından yapılırsa yapılsın desteklenmeliydi. Biz Kütahyalılar işte bu konuda sınıfta kaldık maalesef. Sonrası mı ? Göç veren bir il ve doğal olarak göçebe olan Kütahyalılar olarak hep birlikte gelecek günlerin bizlere ne getireceğini düşünüp duracağız. Bu tür girişimlerde partizanlık başta olmak üzere, basit çıkar hesaplarını, şahsi menfaatleri bir kenara bırakılmalıdır. Kalın sağlıcakla.