Daha önce okuyanlar için sıkıcı bir tekrar, bilmeyenler için sıkıcı bir klişe giriş…. 1971’de başlayan gurbet hayatımızı, 1 Temmuz 2006 itibari ile sonlandırdık. 40 yaşından sonra memlekette yeni bir hayata başladık. Domaniç Gazetesi, Yiğit Medya Ajans, Pizza Kafe, minik bir spor salonu, öğrenci ve bekarlar için çamaşır yıkama salonu, İkizler Güzellik salonu ve kuaför salonumuzu açtık. Başta akrabalarımız olmak üzere kimselerin ne olduğunu ne işe yaradığını bilmediği bir gazeteye bu kadar para verilir mi ile başlayan, “Pizza da ne ki” diye devam eden, “kuaför salonu açmak için mi Almanya’yı bıraktın” diyen eleştiriler, hakaretler, küçümsemelerin ardından memlekette 1 Temmuz 2023 itibari ile tam 17 seneyi doldurduk. Açılış gününden itibaren bizi bile şok eden pizza kafede satışlar her gün kendi rekorunu kırarken, Bursa’dan, Kütahya’dan bile müşteri gelmeye başladı. Cuma günleri köylerimiz dahil tüm okullarımıza pizza götürmek için canla başla çalıştık. 15 günde bir canlı müzikler, jandarma günü, polis günü, hastane günü, ebeler günü, sevgililer günü, yüksek okul öğrencilerine moral günleri, adliyeye özel eğlence, öğretmenler günü, seçimlerde siyasi parti toplantıları, yetmedi kadınlar matinesi derken 7 yıl sonra eşim ağır bir hastalık geçirdi. Eh can mı dayanır, sabah 7, akşam 23-24… Spor salonunu kapattık, olmadı, matbaayı kapattık, çamaşır salonunu kapattık yetmedi, pizza kafeyi üzülerek kapattık. Ne eleman bulabiliyoruz ne güç yetirebiliyoruz. Gazete de hedef 150 abone idi 500 oldu, pizzada hedefi zaten şaşırdık. Çamaşır ve spor salonu zaten umutsuz vakaydı ama her nedense çok tuttu. Güzellik salonuna komşu ilçelerden müşteri gelmeye başladı. Kendi kendimize yetemez olduk. Almanya’da 16 yıl Hürriyet gibi bir gazetede yetişen ben, Domaniç’te belediye başkanı yol yaptı diye haber yazıyordum. Gazeteci ilkelerini de çiğnedik. Olmayan yolu eleştirsen iktidar yanlılarının, “Muhalif bu” diye saldırısına uğradık, olan bir işi yazsan muhaliflerin, “Yandaş bu” suçlamalarına maruz kaldık. (Halen de devam ediyor ya) Öyle ya ! Memleketimde basın, hükümet yanlısı, muhalefet yanlısı diye ikiye bölünmüş. TÜİK, “İşsizlik yüzde 10’u aştı” deyince; Ülkemizde bir kısım medya yüzde “90 çalışan var” diye bayram yapıyor. Diğer tarafta yandık bittik kül olduk” diye kıyameti koparıyor. Hizmet verme stratejistlerinden oluşan siyaset, bizde hizmet amaçlı değil, partiye oy devşirme, çocuğu oraya buraya işe sokma, hiçbir şey olamayanlara da bir cami inşaa edip oraya imam atama yeri haline gelmiş. Ülkem insanı memleketin yüzde 99’u Müslüman diyor. Resmi veriler camiye giden Müslüman sayısı yüzde 15 diyor. Kuran, Müslüman Allah’tan başkasına kul olmaz, okur üretir, yol gösterici olarak Kuran ona yeter diyor ama ! 15 bin nüfuslu olan Domaniç’te Kuran bilen insan sayısı 10-15 kişi. Yani bırakın yüzde 99’u yüzde 15’i, binde 10-15 miş. İlk gazete de kuran meali yayınlayınca ayaklananlar, yayınladığımız ayetleri bizim uydurduğumuzu zannetti. Arapça ezberleyenler Kuran’ın ne dediğinden bi habermiş. Neyse, yoğun çalışma, yanlış anlaşılma, liderine köle siyasiler, dinden nemalananlar, yaya yoluna park edenler, yere tüküren içtiği şişeyi yola fırlatanlar, piknik alanlarını pisletenler, yanlışı polise jandarmaya bildirenleri ispiyoncu olarak görenler derken hanımdan sonra bizde 2014 yılında kanserle boğuşmaya başladık. Kalpti, tansiyondu derken, genç yaşta vites küçültmek zorunda kaldık. Her pazartesi Domaniçli amirleri dolaşıp, “Bu hafta Domaniç için ne yaptın” diyen Mustafa Yiğit’ten kurtulanlar, gazetecinin sesini kestik diye sevinse de. Elde kalem kısık seslede olsa Ya Domaniç için bir şeyler ya da yapanlara engel olma demeye devam ediyoruz. Domaniç’in önünde kapı gibi duran sesli azınlığa inat 17. Seneyi de doldurduk vesselam.