21 Aralık gün dönümü! Günler uzamaya, yaz yaklaşmaya başlayacak.
Nisan yağmurları son yıllarda Haziran'a kaymıştı ama bu yıl Haziran da kurak geçti. Ekim yağışları olmadı, kar ortalıklarda yok! Beklediğimiz kuraklık 30 sene önce geldi!
Okuyup okumamış gibi yapmak kolay, bilip susmak kolay, öngörememek ise kocaman bir aptallık! Öngörenleri dinlememek ise olsa olsa…!
Yıl 2011'di. Eski madenci ve siyasetçi Ramazan Öztürk, “Pazar Alanı Göleti yapılsın, ileride su sıkıntısı yaşayacağız” dediğinde; Mustafa Şimşek tüm girişimleri hızlıca başlatmış, “Bin Günde Bin Gölet” projesine yetiştirmiş, birkaç yıl içinde de bizzat Cumhurbaşkanımıza projemizi onaylatmıştı.
Bir karanlık el çöktü Domaniç'in üstüne. Siyasilerimizin birlikteliği bozuldu, muhtarlar birliği kuzucular ve küskünler olarak ikiye bölündü, çobanlar birliğimiz bile dağıldı.
“Ağlamayan çocuğa meme verilmez” dememiş miydi Demirel? Hak etmeyene yatırım mı yapılır? İptal edildi Domaniç'in İçme Suyu Göleti Projesi.
Küçük kafalara göre çok da önemli değildi zaten. “Domaniç'in su sorunu mu varmış herf” dedi parklarda tünekleyen çok bilmişler.
Geldik bu günlere… Memleket kurudu, coğrafyamız kurudu, Domaniç'in dereleri bile kurudu.
Muhtemelen 2026'da Domaniç'te su savaşları başlayacak. Domaniç çıkışındaki su fabrikası, Oylat yakınlarındaki su fabrikası gözümüzün önünde fabrikanın etrafını dev surlarla kapatıyor… NEDEN ACABA!?
2011'de gölet önlemimizi alsaydık, şu anda su sorununu 15–20 yıl öteleyebilirdik. O arada kim bilir, belki de iklim yeniden döner, biz de sıkıntıyı kolay atlatırdık.
Seneye herkes birbirini çok su harcıyor diye şikayet edecek. Su paraları arttıkça artacak. Bahçelerde su kavgalarında belki kan dökülecek.
Birbirimizi yemekten ortak sorunlarımızı unuttuk. Susuzluk kapımıza dayandı.
Yıllardır her seçimde her siyasi partinin, “Çok sevdiğimiz Ata yadigarı Domaniç'e doğal gaz borusu döşeyeceğiz” sözü yerine, “Domaniç'e denizden su borusu döşeyeceğiz” olacaktır herhalde!
Kıçımızın dibindeki dereleri gölete çeviremeyen Domaniç sanırım denizden suyu hiç getirtemez.
Biz, gerçekleri görmekten kaçan, hizmet için birlikteliği sağlayamayan; hizmet getirecek muhtarı seçerken bile “Akrabamın bir geliri yok, bari devletten maaş alsın” diye oy veren, “Sizin zamanınızda şu da bu da yoktu” diyecek kadar hizmete siyasi bakan bir millet olarak yarınlarda kimseleri suçlamayalım. Çünkü suçlu hepimiziz.
Dememiz şu ki dostlar; bundan sonra asıl derdimiz doğal gaz değil, doğal su olacak. Ahanda bizim öngörümüz de budur!