Domaniç Gazetesi'ni devraldığımız 2007 yılından bu yana misyonumuzu zaman zaman tekrarlama ihtiyacı duyduk. Anlamak isteyenler için gayet açıkken, anlamak istemeyenler "Kişi kendinden bilir işi" felsefesiyle sataşmaktan geri durmuyor.
Gazetecilik mesleğine 1990 yılında, Türk basınının amiral gemisi, Kütahyalı Sedat Simavi'nin ulusalcı gazetesi Hürriyet'te başladık. Mesleği icra ettiğimiz ülke ise dünyanın en milliyetçi, hatta mikro milliyetçi ülkesi olan Almanya'ydı. Sürekli takip ettiğimiz Alman basınının felsefesine yakın bir politika izleyen Hürriyet, tıpkı onlar gibi, asla Türklerin aleyhinde haber yapmaz, eksiklerini veya gediklerini görmezdi. Alman basını (Türklerin de karıştığı) kavgaları küçük bir haber olarak geçebilirken, taraflar Alman ise konuyu görmezden gelirdi. Ayrıca, intihar ve tecavüz gibi konuları özendirici olmasın diye haber yapmaktan kaçınırdı. Az da olsa Alman Ulusal Gazetesi Bild Zeitung ve yerel gazete Aachener Nachrichten'de haber çalışmalarımız oldu. Muhabirlikte edindiğimiz 16 yıllık tecrübenin ardından vatana dönerek Domaniç Gazetesi ile memlekete hizmet etmek için yola çıktık. İlk yıllarda sadece gazete vardı; entelektüel insanlar parasını ödeyip gazete alarak çevresinde olan biteni öğreniyordu. Sonraki yıllarda internetle birlikte, gelişmiş ülkelerde çıkan yasaların çıkarılmaması nedeniyle gazetecilik ve habercilik ayaklar altına alındı. "Beleş" habere ulaşma imkânı, hem okuyucu kalitesini hem de haberci kalitesini çok düşürdü. Özellikle fakir ülkelerdeki insanların aşırı siyaset bağımlısı olması, durumu çığırından çıkardı. "Ya taraf olursun ya bertaraf" söyleminden sonra basın üçe bölündü: İktidar tarafı, muhalefet tarafı ve tarafsız olmaya gayret eden bizim gibi bertaraf olanlar.
Biz de bu durumdan payımızı aldık. İlk yıllarda, Ak Partili Belediye döneminde bize AKP yandaşı diye saldıranlar oldu. MHP'li belediye başkanı gelince, bu kez MHP yandaşı olarak göstermeye çalıştılar. CHP belediyeyi ele geçirince, şimdilerde de CHP'li olmakla suçlanır olduk. Bu suçlamalar yüzünden, çocuk gibi küsüp gidenler, aboneliğini iptal edenler ve haberlerini bizimle paylaşmayıp gazete/sayfa açmaya çalışanlar dahi oldu. Oysaki küçücük bir ilçede küçük bir yerel basın, elbette ki belediyesine, kaymakamına ve kurumlarına sahip çıkacaktır. Gel de bunu yandaşa anlat ! Domaniç Gazetesi'nin temel misyonu bellidir: Tek bir Hayme Ana torunu, Kayı Türkü el kapılarında çalışmasın diye projeler üretiriz. İlçemizin tanıtımı için çalışırız. Hizmet gelsin diye siyasilere baskı yaparız. İlçede olup biten her şeyi haber yapmayız. Avrupa Hürriyet ve Alman Gazeteleri gibi, "Kol kırılır, yen içinde kalır" mantığıyla, ilçeyi rencide edecek, gerginlik veya çatışma çıkaracak durumları, "Her doğru her yerde söylenmez" diyerek dışarı sızdırmayız.
Tasarruf tedbirleri yüzünden yapılamayan ihale ilanlarından en büyük darbeyi yiyen kurum olsak da, devletimizin uygulaması olduğu için sesimizi çıkarmayız. Merdiven altında site kurup kimliğini gizleyerek Domaniç’in ipliğini pazara çıkaranlar kadar rahat değiliz çünkü devlet bizi denetliyor. Biz, ilçemizin gerilmesine karşıyız. Yandaş sitelerin anlamadığı bir şey daha var: Sağa sola çamur atıp üç beş beğeni kazanayım derken en başta kendi partinize zarar veriyorsunuz. Bizim misyonumuz belli: Devlete vergisini veren, künyesi açık, anlı açık, hak için halka hizmet eden, bir fikrin değil bir kültürün gazetesi olarak, “Ya Domaniç İçin Bir Şeyler Yap Ya da Yapanlara Engel Olma” diyenlerdeniz.
Domaniç Gazetesi’nin katkılarını bilen bilir; kıskananlar da algılarla yıkmaya çalışır. Yıkılır mıyız? Elbette yıkılırız. Bu da sizin gururunuz, onurunuz olur. Vicdanınızla baş başa kalırsınız !