Dünya dediğimiz şu milyar yıllık topun içinde insanlar, hayvanlar, bitkiler, mikro hücreler ve kim bilir daha bilmediğimiz nelerle birlikte yaşıyoruz.
Adımız, şeklimiz, karakterimiz farklı olsa da birbirimize çok benzeriz.
Bırakın bitkiler ve hayvanlarla olan farklılığımızı, insanlar olarak da birbirimizden çok ama çok farklıyız. Ama yine de Avrupa’dan Asya’ya, Antarktika’dan Afrika’ya her nerede insan yaşıyorsa tüm farklılıklarına rağmen yine de birbirimize çok benzeriz.
Güneş yılına göre 8 saniye ömrü olan insan, Dünya yılına göre, yaşadığı bölgeye göre yaşam ortalaması 80-90 yıl olan da var. Ortalama ömrü kırk yıl olan da var.
İçinde yaşadığımız topun kanunlarına göre doğar, yaşar ve ölürüz.
İster dere kenarında bir kavak ağacı olun, ister dağlarda özgürce yaşayan bir kurt, isterseniz dünyanın en zengin insanı olun doğup yaşayıp ölmek ortak kaderimiz, ortak benzerliğimizdir.
Her ne kadar Darwin bir asır öncesi, ‘İnsan maymundan evrimleşti diye iddia ettiyse de insanın doğada yaşayan birçok hayvanla biyolojik benzerlik taşıdığı gerçeğine hepimiz bir şekilde şahit olmuşuzdur.
Düşünün insanın kulağı büyüklüğündeki bir fare ile o kadar çok benzerliği var ki, akıllara zarar.
İnsanın bir sürü organı, Yahudi ve Müslümanların en nefret ettiği domuz ile neredeyse bire bir uyumluymuş mesela kalp gibi.
Önce doğada gördüğümüz, sonra alıp bahçemize diktiğimiz elma,armut gibi meyve ağaçları da çiçek açan bitkiler fidanlarda, meyve sebze vermesi için aynen insanlarda olduğu gibi çiftleşmesi gerekiyor.
Çiftleşmeye aracı olanlar ise arılar böcekler….
Yani; üremek için hayvanlarda, insanlarda, asalak bitkilerde çiftleşiyor.
Alın size bir ortak nokta daha, dünyalı insanlar, kendi çıkarları için diğer insanların hakkını yiyor, hukukunu çiğniyor ileri aşamada canını alıyor yani yaşamak için öldürüyor.
Arslan’ın geyiği öldürdüğü gibi, sarmaşığın bir fidanı boğarak öldürdüğü gibi, ayrık otunun yerleştiği yerdeki tüm bitkileri öldürüp kendine yer açmaya çalıştığı gibi.
Doğada çiftleşmek üremek için böcekleri kullanan bitkilerden öyle hainleri var ki, açtığı çiçekle böcekleri kendine çekip yanına gelen arıyı içine alıp öldürerek yiyor. Yani et yiyen çiçekler var.
Kendini yetiştiren anayı babayı öldüren evlat gibi, yetiştiği ülkeye hainlik yapan insanlar gibi…
Uzun lafın kısası dünya denilen bu topa girdiyseniz ölmeye, öldürmeye, arkadan hançerlenmeye, vefasızlığa, nankörlüğe de hazır olacaksınız.
İster hayvan olun ister bitki, isterseniz insan olun sözde en şuurlusu ! Yaşamak için öldürmeye meyilli yaratıklarız vesselam !