Eskiden bankalar çocuklara kumbaralar dağıtır, tasarrufu teşvik eden reklamlar yapardı. Günümüzde ise kredi ve kredi kartı ile borçlandırmaya teşvik eden reklamlar yapılıyor.
Öyle bir makas açıldı ki 86 milyonun birkaç yüzü Amerikalara, Londralara gökdelenler yapıyor, birkaç bini Bodrum otellerini dolduruyor. Birkaç milyonu AVM’lerde cirit atıyor. Geri kalan 10 milyonlar çay parasını arkadaşına ödetme çabası ile günü kurtarmaya çalışıyor.
Ülke öyle bir hale geldi ki, “ Daha bunlar iyi günleriniz, oh olsun” diye sevinenler ile “ Nasıl koyduk ama” diye sevinenlerin çoşkulu kutlamaları arasında mutlu bir şekilde ezilerek bir bilinmeze doğru delik gemi ile ilerliyoruz !
Bir gol atıp Osmanlı naraları atarken yediğimiz iki golün farkına varamıyor,
İkinci Dünya Savaşında halktan bir öşür (Vergi) alanlara 100 yıldır gerine gerine küfrederken bugün ödediğimiz 70 kadar öşürü hissedemiyoruz.
Kara Murat’la, Malkoçoğlu ile, Polat Alemdar ile dünyayı fethederken, Diriliş Ertuğrul ile Kuruluş Osman ile kendi kendimizi tatmin ederken, tüm İHA ve SİHA’larımıza rağmen, uzaya gönderdiğimiz Alper Gezeravcı’ya rağmen ava giderken avlandık. Ülkemizin Güney Doğusundan gelen istilacılar, İstanbul’a çoktan ulaştı. Geldikleri yerlerdeki Türk bayraklarını yakıp yağmalayanlar Yörüğün sattığı tarlalara çoktan kondular.
Ülkede Hürrem Sultandan kalma Osmanlı torunları ile Ertuğrul’dan kalma Kayı torunları karşı karşıya…
Dünyada elimizi kolumuzu sallaya sallaya giremediğimiz ülkelere vize ile giriyorduk artık vize bile vermiyorlar.
Köylümüz, “ Köylü Milletin Efendisidir” diyene söve söve köyünden, toprağından oldu.
Milliyetçimiz, “ Türkiye Türklerindir” diyeni ırkçı ilan edip vatanın bekası diye diye topraklarımızın satış noteri oldu.
Dindarımız, “ Ezanlar susmaz” derken ülkede kilise çanları arttı, camiler boşaldı.
Eskiden, “ Aydınlık Türkiye” diyen Kıbrıs Fatihi Karaoğlan’ımız vardı. “Demokrasilerde Çare Tükenmez” diyen çoban Sülomuz vardı.
Şimdilerde demokrasi başımıza bela oldu. Aydınlık umutlarımız karardı kül oldu. İktidarımız saraya kapandı. Muhalefetimizde umut vermez oldu.
Huzur İslam’da diyorduk. Şeytan taşlamaya gidenler Kabe’yi beton yığınlarının arasına gömdü. İslam coğrafyası kan gölüne döndü.
İş yine başa düştü ey çakır gözlü koca yörük ! Mesih bekleyen Hristiyan olma, kurtarıcı bekleyen Arap olma ! Materyalist Avrupalı, Komünist Asyalı olma !
Oğuz ol, Alp Arslan ol, Ertuğrul ol, Fatih ol, Atatürk ol ! Çare Arayan değil çare olan ol. Alan el değil veren el ol. Ona buna özenme dön özüne kendin ol Türk ol !