Her yıl haziran ayının ilk haftasındaki klasik yazılarımızdan biri de, Türkiye’ye kesin dönüş yaptığımız 1 Haziran 2006’dan sonraki yıllara bakıştır.
 
Memleket memlekettir çeker, gurbet gurbettir iter. Kimi doyduğu yeri seçer kimi doğduğu yeri.  Kimi huzuru mutluluğu seçer kimi maddi imkanları.
 
Biz, zor olanı seçtik !
Çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği, çocuklarımızın doğduğu, ekmek kapımızı, imkanlarımızı, kurulu düzenimizi bırakıp kırk yaşımızdan sonra memlekette yeni bir düzen kurmayı seçtik. Gurbetin maddi manevi kazandırdıklarını memleket için harcamayı, kendimizce elimizdeki imkanları doğduğumuz topraklara harcamayı, mümkünse memleketi gurbete benzetmeye çalışmaya karar verdik.
İstedik ki, Domaniç’ten doğan ve 600 sene dünyada hakimiyetini sürdüren Kayıların nesli, Hayme Ananın torunları el kapılarında çalışmasın.
Domaniç’in imkanları, dünyada olmayan özellikleri yani Domaniçlilerin burun kıvırdığı ama el alemin gıptayla baktığı doğamız, havamız, suyumuz toprağımız ekmek kapımız olsun !
 
Merkezde 5, köyleri ile 20 bin nüfuslu küçücük Domaniç halkı o kadar siyaset hastalığına bulaşmış ki, kimse bir proje yapayım da memleket kazansın demiyor. Yönetiminden seçmenine herkes, “ DOMANİÇ’TEN BİR ŞEY OLMAZ, SİZ OYLARI BİZİM PARTİYE VERİN PARTİMİZ KAZANSIN” diyor.
 
Toplam oyu ile hiçbir partiye etkisi olmayan Domaniçliler, bir oyla dünyayı değiştireceklermiş gibi ateşli bir şekilde partilerini savunuyorlar.
Kiminle otursan ertesi günü, “ O DA ŞU PARTİLİMİŞ” diyorlar.
Domaniç’te çoğunluğun iki büyük hayali var. Birincisi partisini kazandırmak, çocuğunu partinin gücüyle imam veya memur yapmak. İkincisi, Domaniç’ten İnegöl’e bir delik açarak kerestesini verdiği İnegöl Mobilya fabrikalarında işçi olmak.
 
Sağcı muhafazakâr oyların yüzde 80’lerde olduğu Domaniç’te iki meyhane, meyhanelerde 20 kadar kadın var. Alkol tüketiminde Kütahya birincisiymişiz.
Bursa-Kütahya yolumuz Kütahya’nın komşu ile bağlantısı olan en işlek ama en bakımsız yoluymuş. Adı da uyuşturucu yolu…
Uyuşturucu kaçakçıları en çok bizim yolu kullanıyorlarmış !
20 binlik nüfusumuz ile sağlık ocağı gibi birleştirilmiş hastanemize yıllık hasta girişi, yüz küsur binlerde. Köylerde özellikle kadınlarımız ve ihtiyarlarımız hastaneye gitmeyi tek sosyal faaliyet olarak gördüklerinden sürekli hastaneye gelirlermiş.
39 köy ve mahallenin yüzde 98’inde dere geçiyor ama Domaniçliler her bahar yağmur duasına çıkıp onlarca hayvanı kurban ederek gökten yağmur bekliyorlar.
 
Sorun tespit edildiyse çözüm kolaydır. YA DOMANİÇ İÇİN BİR ŞEYLER YAP YA DA YAPANLARA ENGEL OLMA diye başladığımız yolda, bir sürü projemizi hayata geçirmeyi başardık. İşler beklediğimizden çok ağır ilerlediysede 18 yılın ardından hala ümitlerimiz tükenmedi. Ağzında sakızla sipariş almayan garsonlar, minarelerden bağırmak yerine ezan okuyan imamlar, partisini değil Domaniç’i düşünen siyasiler, talimat veren değil, bende varım diyen, yerlere çöp atmayan tükürmeyen, tüketen değil üreten, sadakayla değil emeği ile geçinen Domaniçliler yetiştirmek için mücadeleye devam !!!