Her insan üretir; Kimi proje kimi iş kimi sorun kimi bahane kimi dedikodu … Bahane üretenler bizde çoğunluktadır. Bunların müşterisi sorun üretenlerdir. Bahane üreticileri ne kadar verimliyse soruncular da o kadar rahat çalışır. Sorun üretenlerin müşterisi de dedikoduculardır. Sorun çoksa dedikodu da çoktur. Proje üreten, fikrini işi üretene paslar. İş üreten, işini takip etmiyorsa devreye sorun üreten girer, sorunları fırsata çeviren bahaneci işin olmaması, yapılmaması için akıllara zarar bir performansla bahane üretir. Devreye giren dedikoducu ortamı gerer ve olacak iş başka bir bahara kalır. Küçücük Domaniç'in küçük küçük sorunları var. Domaniçliler'e göre baş sorun Domaniç İnegöl yolu ki (mutlaka tünel olmalı !) Sonra Tavşanlı yolu ki bizim bildiğimiz 1984'ten beri ölçülüp biçiliyor. 2011'de ilk vurulan kazmadan sonra da 28 kilometrelik yolun olmaması için 28 çeşit sorun ve bir o kadar da bahane üretildi. Domaniç'in ikinci sorunu istihdam. Yapılması gereken fabrikalar yapılmıyor, deniliyor. Yapılan birkaç iş yeri ise çalıştıracak adam bulamıyor. İlçeye söz verilen hastane ve ceza evi her yıl yeni bir sorunla karşılaşıp üretilen bahaneler ile sürekli öteleniyor. Yapılması gereken içme suyu göletlerimiz de, Kayı Türklerinin olmazsa olmazı Kayı Çadır Kampı da akla gelen ötelenen yatırımlarımızdan. Tüm köylerimizi en sağlıklı ve en az maliyetle içme suyuna kavuşturacak projelerimiz bir yıl içinde tamamlanabilecekken 10 yıldır sorunlar ve bahaneler üretilerek erteleniyor. Batak içen, arsenikli su içen köylerimiz var. Muhtarlarımız birlik olup ortak, ucuz ve basit bir yatırımla suya kavuşmak varken kendi imkanları ile kendi köylerine özel pahalı su getirme derdinde. Daha deprem bahanemiz yokken seçimlere yatırım yapmak için hükümet; bakanlık nezdinde Valiler ve Kaymakamlar aracılığı ile muhtarları toplayıp köyünüz mahalleniz için ne istiyorsunuz dediğinde Domaniç'te bir tek muhtar çıkıp sorununu söylememiş. Kaymakam Bey'in 3 defa tekrarlamasına rağmen bir proje bir yatırım talebinde bulunmamıştı. Video kayıtlarımızla şahit olduk. Muhtarlar olarak ortak hareket ederek, imza toplayarak içme suyu göletleri için bastırın, olmayan yolları dillendirin dediğimizde ise, “Biz vekilimize durumu iletmiştik” diyen birkaç muhtar çıktı. Doğru söylüyorlardı. 5 yıl önce öyle bir şeyler oldu. Vekilin tek derdi Domaniç ya (!) unutmaması lazım. Verdiği sözü yerine getirmesi lazım. İyi de Sen işini takip ettin mi ? Söz veren vekili bir daha gördün mü ? “Su sorununuzu seneye çözüyoruz” alkışlarken elin patlayacak sakin... Bide sorar mısın; “Geçen yılda öyle demiştiniz sayın vekilim ne oldu diye ?” Sormaz kendi eliyle seçtiğinden korkar. Soramaz. Vekil artık onun kutsalıdır. Sıkıysa sorsun muhalif ilan edilir Allah korusun (!) Seçen seçtiğinden korkuyorsa, halk atanmışa derdini anlatmaya çekiniyorsa, sorununu dillendiremiyorsa işini basın üzerinden kamu başkası kurarak yaptırmaya çalışır. Çalışır da gazeteciye derdini anlatır yazdırır. Sonra da ben demedim kendisi yazmış deyiverir. Onlarca defa yaşadık. Özet; Proje üretir ,iş üretmeyiz. İş üretir, sorunlara boğarız. Bahanelere sığınırız. Mahalle başlarında bağıra bağıra ahkam keser dedikodu üretiriz. Ama asla sesimizi çıkarmayız. İşte bizim en büyük eksikliğimiz işimizi takip etmeyişimiz.