Son birkaç yıldır şehirlerarası yolculuklarda radyo dinlemeye çalıştığımda garip şeyler oluyor. Türkiye'nin her yerinde aynı frekanstan yayın yapan bir radyonun frekansını dijital göstergeli radyoda tam olarak ayarlıyorum. Ancak bu frekans üzerinden kalitesiz bir dini içerik yayını geliyor. Radyonun frekansını tam ve net biçimde ayarlıyorum. Buna rağmen dini içerikli ve adını bilmediğim bir kanal çıkıyor. Birçok yerde bu böyle. Hatta bunun sadece benim başıma gelmediğinden neredeyse eminim. Peki bu mudur yöntemi? Bunun layık olduğu üslup bu mudur? İnsanlarda inancî bir uyanış ve huzur oluşturması hedeflenen yayın korsan yapılır mı? Ahlâkî bir gaye uğruna gayrî ahlâkî uygulamaya gidilmesi mubah mı? Sorulabilecek sorular var. Düşünülebilecek mevzular var. Ve ancak gerçek olan bir şey var: bu yapılan yanlış. Konuya fazla saplanıp takıntısal bir hâle bürünmemek için farklı bir temaya doğru yöneliyorum: Dünya'nın kaldırabileceği ağırlığın bir üst limiti var mı? Örneğin Pekin'e 1000 tane 500 metrelik gökdelen dikersek Pekin batmaya başlar mı? Yani kara kitlesinin bir taşıma üst limiti var mı? Korku gereksiz. “Aman bunu gündeme getirme! Bu konuda ters bir durum var ise mahvoluruz!” şeklinde yaklaşım lüzumsuz. Çünkü Dünya'da yapılan gökdelenler Dünya'nın kendi iç arzı ile sunulan maddeden yapılmaktadır. Yani çimento, kum, demir, çelik vb. bunlar zaten Dünya'dadır ve dolayısıyla ağırlıklarını Dünya'ya vermektedirler. Yani inşaat sektörü bu açıdan bakıldığında Dünya'ya ekstra bir yük getirmemektedir. İnşaat demişken şunu gündeme getirmeliyim: Ay'a gidildiğinden beri Ay ile ilgili hayâl kurma olayı sanki son buldu. “Zaten keşfedildi, artık hakkında hayâl kurmamız gereksiz!” gibi bir durum çıktı ortaya. Halbuki Ay'ın keşfi daha fazla hayâli ortaya çıkarmak için gerçek bir sebep. Ay deyince aklıma her zaman Washington DC'de Uzay ve Havacılık Müzesi'ndeki Ay taşı gelir. Kömür ile granitin karışımı gibi geliyordu bana. Siyah renkli olması ise gerçekten şaşırtıcı idi. Ay'da bir su havuzu olduğunu düşünmek? 25 metre boy, 10 metre en, 3 metre derinlik. İçi su dolu. Biliyoruz ki Ay'daki yerçekimi gücü Dünya'dan az. Acaba az yerçekimli suda yüzmek nasıl bir duygudur? Bunu gerçekten deneyimlemek isterdim. Ama nedense hiçbir dev otel firması Ay'a yatırım yapmadı. Aslında Ay coğrafi olarak bakıldığında Dünya'nın en güzel manzaralı yeridir. Evet Dünya dahlinde ifade ediyorum Ay'ı. Dünya'nın en yüksek yeridir Ay. Otel yapmak için iyi yerdir yani. Bununla beraber size şunu söylesem ne dersiniz? “Ay'da yaşam uzuyor. Ay'da doğan, Ay'da büyüyen ve Ay'da yaşayan insan yaklaşık 300 Dünya yılı kadar yaşayabiliyor. Yani Ay'da hayat artıyor.” Bunu dersem Ay'a gitmek, oraya yerleşmek için bir hengame çıkar mı? Bu motive eder mi konuya ilgisiz insanı?