Zaman ne? Yani zaman denilen nedir? Saat midir zaman? Takvim midir? Sağdan sola okunuşu Namaz olan kelimedir. Peki ama tam olarak, madde haliyle zaman nedir? Bir enerji midir? Yoksa tamamen soyut mudur?

Zaman coğrafidir. Daha basit anlatımla; Zaman yerdir.

İnanmak güç olabilir ve fakat ben adresini bile verebilirim: Evren’deki tüm cisimlere eşit mesafede olan yerdir Zaman. Tüm galaksiler, tüm gezegenler ve her şey oraya eşit uzaklıktadır.

Zamandan bahsederken gök ilmine ihtiyaç duyuyoruz. Biliyoruz ki Arz’a Güneş’ten sonra en yakın Yıldız’ın (Proxima) görüntüsü gözümüze 4 yılda ulaşmaktadır. Yani biz göğe doğru dönüp bu Yıldız’a bakınca onun dört yıl önceki halini görüyoruz. Çünkü görüntü ışıktan olmadır. Ve çünkü görüntü ışık hızında yayılır. Maddeyi görebilmemiz için söz konusu cismin yansıttığı ya da yaydığı ışık gözümüze doğru bir yol alır. Bu ışık gözümüze vardığında görüntüyü algılarız. Işığın 1 yılda kat ettiği mesafeye 1 Işık Yılı denir (Işık Hızı saniyede 300.000 km’dir. Ses Hızı saatte 1.300 km’dir.). Elimizin görüntüsü gözümüze saniyede üç yüz bin km hızla varmaktadır. Yerküre’ye Güneş’ten sonra en yakın yıldız yaklaşık 4 Işık Yılı uzaktadır. Buraya ışık hızı ile gitsek 4 senede varırız. Bu bağlamda Işık Yılı ibaresi bir mesafe ölçütüdür.

İşte Zaman dediğimiz yer her yeri 3 dünyevi ay vaktinde - 90 gün- kapsamında görmektedir. Yani Alem’i dolduran her cismin görüntüsü Zaman dediğimiz yere 3 ayda varır. Bu sayede Zaman’a varan görüntü 3 ay öncesi ve şimdiki anın aksidir. Peki ışık hızının bile yıllarca yol aldığı bu dev Evren’de Zaman denilen yer her cisme aynı uzaklıkta olacak kadar uzakken nasıl oluyor da her cismin görüntüsüne 3 ay gibi kısa bir sürede kavuşuyor? Bunun sebebi Zaman’ın zeminidir. Zaman ışık çeker bir alışıma sahiptir. Bu sebeple trilyonlarca km uzaklıktaki cisimlerin görüntüleri Zaman’a 3 ay gibi kısa bir sürede varmaktadır. Anlaşılan Zaman Kainat’taki her yerin hem 3 ay öncesi hem de şimdisini gören bir mercek gibidir.

Zaman denilen yerden Dünya’ya baktığımızda Dünya’nın 3 ay önceki ve 3 ay sonraki halini aynı anda görebiliriz. Bu durumda aradaki ikinci aya Zaman’dan sinyal edip üçüncü ay vukuu olacağı etkileyebiliriz. Ancak zaten olmuş olan bir üçüncü ayı değiştireceğimiz için işler ürkütücü hâl alabilir.

Belki de Zaman’a yolculuk yasaklanmalıdır. E ama o zaman Hayat ne olacak?

“Herkes diyor Zamanda Yolculuk. Adam ise diyor Zamana Yolculuk.”

“Ben anladım galiba.”

“Ya biz buna benzer bir şeyler yapmıştıktı. Böyle saatlerle falan deneyler bile yaptık biz. Mesela soruyorum ben sana; Saat tercih yapar mı? Duvardaki saate bir kalem pil taktım. Yeni, sıfır pil. Saat tam 38 gün 11 saat 28 dakika ve 53 saniye çalıştı. Sonra durdu.

Aynı saate tıpatıp aynı pilden taktım. Bu sefer 38 gün 4 saat 17 dakika ve 11 saniye çalıştı ve durdu. Bunu defalarca denedim. Pil hep aynı marka ve yeni. Ama çalışma süresi farklı. Artıyor, kısalıyor. Peki ne o zaman? Aynı pil=aynı miktarda enerji nasıl oluyor da aynı saatte farklı sonuç veriyor? Söz konusu olan araba olsa neyse. Orada kullanım farklılıkları neticeyi etkiler. Ve ancak duvardaki saat bunu niye yapar ki?”

“Bazen zaman zorlaşır. Saatler o zamanlarda daha fazla enerji tüketir.”

“Sen nerden biliyon be? Daha odunun elementini bile bilmezsin.”

“Odun element miymiş?”

“Ya bırak Allah’ı seversen! Biz ne diyoz sen uzay diyon ya.”

“Öyle deme, yapılan son anket çalışmalarına göre sıradan bir Domaniçli sıradan bir İstanbullu’ya oranla 10 kat daha fazla göğe bakıyor. Cidden… Bizde adam sigarasını içerken -eğer açık akşamsa- arşa bakıyor yahu. O esnada İstanbullu ise karşı apartmanın balkonuna bakıyor.”

“A cidden yahu.”

Herkesin diyecekleri mutlaka vardır. Zaman konusu uzay ile bağdaşıyor görünebilir. Ancak şu unutulmamalı: Daha bir Uzay Haritası bile yapılmamıştır. Yani Güney Amerika’yı daha Amerika keşfedilmeden 50 yıl önce çizen bir Piri Reis var idi. Maalesef uzayı meridyenlerle paralellere benzer bir sistem ile haritalandıramıyoruz. Uzay haritası kağıt değil, üç boyutlu ve görsel derinlikli dijital görüntüleyici ile çizilebilir bir kavram. Ve şunu unutmayalım: Daha Ay’ın bile tam haritasını çıkarabilmiş değiliz. Ay’daki , ışık görmediği için, kör kalan, görünmeyen yüzeyler hakkında tahminden ve genelgörüden başka bir şey yok elimizde.

Şimdi bu yazı neyi açıklıyor yani? Neyi değil aslında, nereyi olmalı. Zaman’ın bir bedeni, bir vücudu olduğunu kelimeye getiren bir yaklaşım. Zaman’ın kütle ve hacminin olabileceğini ihtimaller dışında bırakmama adına bir yaklaşım. Gelecekte olmamanın ne kadar hazin olduğunu anımsatır bir hatırlatma sanırım.

Vakitlerin mucizevi etkisiyle Zaman’ı yaşamak, Zaman’ın önemi ve anların izi hakkında… Sade bir hatırlatma.

Hatırlatma: Lütfen kesinlikle ve sakın dürbün, büyüteç ya da teleskopla Güneş’e direkt olarak bakmayınız. Böylesi bir durumda gözünüzü kaybetme ihtimali vardır.