Depremler, Yangınlar, Kazalar, Afetler kaderimizdir.
Kadere boyun eğmek ise bizim irademizdir.
Çarşamba Gazetesi için kaleme aldığımız yazıda Domaniç’in depreme, afete hazır olmadığını ve bunun nedenselliğini irdeleyip özetlemiştik. Bu konu çok önemli ve biz yıllardır ara ara bu konulara değiniriz. Ancak son zamanlarda artan depremler gelecek olanın gelmekte olduğunu bize sık sık hatırlatır oldu.
Seçimlerden önce ayağımıza gelip bizden oy isteyen milletvekili adaylarının bize vaatlerini eskisi kadar ciddiye alan yok. Çünkü yeni sistemde adayı seçmen değil genel başkan belirliyor. Bize ise tepedekilerin dayattığı adayı onaylamak düşüyor.
Hal böyle olunca seçilen vekil, kendisini seçenden çok aday yapana minnettar hissediyor onun emir ve isteklerine uyuyor. Ayrıca yeni sistemde zaten vekilin el kaldırmaktan başka bir işlevi de yok !
Bu yüzdendir ki kimse ilinin vekillerini eskisi gibi görmüyor, tanımıyor, vekilden bir beklentisi olmuyor. Yapılacak işleri seçilenler değil atananlar hallediyor. Onlara da bırakın halkı vekiller bile ulaşamıyor.
Ama halk olarak hala elimizle seçtiklerimiz var. Belediye başkanları, İl Genel Meclisi Üyeleri ve Muhtarlar…
Bu adı geçenler gerçekten hizmet aşkıyla aday oldularsa zaten köyleri, mahalleleri, belediyeleri için çalışır. Yoksa 5 yıl boyunca sadece salla başı al maaşı…
Seçimden önce asıp kesen, atıp tutan çoğu seçilmişlerimiz, gelecek seçimlerde yeniden aday olabilmek için geri adım atıyor. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmıyor. Ne işgal edilmiş kaldırımlara vaat ettikleri gibi müdahale edebiliyorlar ne eski evleri yıktırabiliyorlar ne de kamu yararını gözetebiliyorlar.
OY KORKUSU GERİ ADIM ATTIRIYOR.
Ülke genelinde seçilmiş vekilin değil sistem gereği atanmış bakanın sözü geçiyor. Yerel de ise oy korkusu veya pısırık biri seçilmişse icraatı yine atanmış bir validen veya kaymakamdan bekliyoruz.
İyi bir vali iyi bir kaymakam denk gelirse ne vekili ne başkanı ne de muhtarı aramıyoruz. Ama ya atanmışta hizmet etmiyor halkı dinlemiyor veya geldiği gibi gidiyorsa…
Çözüm sensin ey halk. Çözüm sensin. Bırak ondan bundan hizmet dilenmeyi, bırak ona buna suçu ve sorumluluğu yüklemeyi. Dünyanın neresinde yaşarsan yaşa deprem, yangın sel gibi afetler oluyor ve olacak. Halkı bilinçli ülkelerde kimsenin burnu kanamazken biz bir yangında her şeyimizi kaybediyorsak, en ufak sarsıntıda evlerimizin altında ölüyorsak, yollarımız kapanıyor yardım gelemiyorsa. Ya da yardıma muhtaç olacak kadar aciz ve aptalsak önce kendimizi gözden geçireceğiz.
Google verilerine göre şu yazıyı en az 3 5 bin kişi okuyor. Lütfen hemen toplanıp konuşalım. Mahallemiz için köyümüz için ilçemiz için ben ne yapabilirim diye işin bir yanından tutalım. Köyün ana yollarını genişletelim. Eski evleri yıkarak alanı boşaltalım. Belediyenin ruhsat verdiği Ahmet beyin evi tehlike arz ediyorsa halk olarak karşı çıkalım. Olmayacak yere ev yapana muhtar ses çıkarmıyorsa biz çıkaralım çünkü söz konusu canlarımız cananlarımız, söz konusu Domaniçlinin Hayatı !