Geçen haftalarda yazmıştım. Bana nasip oldu ile ben yaptım da oldu arasındaki ince çizgiyi anlatmaya çalışmıştım.
Bu yazım sonrası iktidar partisi Ak Parti'nin ilçe yöneticileri dahil İl Genel Meclisi Üyesi ile bir ortamda çay eşliğinde Domaniç gündemine ilişkin sohbet etme fırsatı buldum.
Domaniç'li sizlerden yeni projeler beklemekteler diyerekten, geçmiş dönemlerin plan ve projelerinin hayata geçirilmesi sizlere nasip oldu. İktidar ve muhalefet olarak yeni projeleriniz için Domaniç’li heyecanlanıyor demekten geri durmadım. Gayet sakin bir şekilde beni dinleyip bitirilmekte olan projelerin sıkı takipçiliğini yapmakta olduklarını, tam anlamıyla bitirilen projeler sonrası, doğal gaz olmak üzere her konuda Domaniç belediyesi başta olmak üzere Domaniç için diğer partiler ile de ortak çalışma konusundaki hassasiyetlerini dile getirdiler. 'Tek Domaniç var ve hepimiz bu ilçede yaşamaktayız' ifadeleri beni gerçekten samimilikleri noktasında ikna etmeye yetti aslında.
Neden mi giriş olarak bunu yazdım ?
Yıllarca bu köşemde de değindiğim ve yazmaktan bıkmadığım Domaniç gemisinin, hepimizin olduğu ve o gemi battığında hepimiz bu denizde boğulacak olmamızı dile getirmişlerdi kendileri. Evet başka Domaniç yok ve her birimiz bu ilçenin birer bireyleri olarak yaşamaktayız.
Domaniç ortak paydamız. Bu durum kesinlikle münakaşa götürmez. Yani tartışmaya yer vermeyecek biçimde kesin bir durumdur. Beraber birlikte Domaniç’li olmuşuz, adımız bir, toprağımız bir havamız bir, kıblemiz bir, acımız bir, ihtiyacımız bir, derdimiz bir, geçmişimiz bir. Yani kısacası her şeyimiz bir. Dolayısıyla geleceğimiz de bir.
Bizim derdimiz dünde, bugünde, yarında Domaniç’tir. Domaniç olmalıdır. Onun için partiler, dernekler, kurum ve kuruluşlar bir araçtır. Amaç hizmet olmalıdır. Neticede hedefe varmak için bakış açıları farklı olabilir, amaç Domaniç’e hizmet olduğu anda bakış açılarımızı bir noktada birleştirebilirsek çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır.
Kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp kenetlenmeliyiz. Sorunları engelleri ancak böyle aşabiliriz. Birlik beraberliği sağlamak hepimizin görevidir. Bir araya gelip Domaniç ortak paydasında buluşmak ve güç birliğini sağlam tutmamız gerekiyor.
Bunca ortak paydaya rağmen sağlıklı bir münakaşa tartışma platformumuz bile yok. Konuşamıyoruz, tartışamıyoruz. Gel gelelim sosyal medyada ise Allah var, kişisel ve özel hayata uzanacak kadar çatışmayı çok iyi biliyoruz; elimize yalan yanlış ne geçirirsek karşı tarafa savuruyoruz. Kavga etmeden konuşamıyor, tartışamıyoruz.
Keskin sınırlarımız, ön yargılarımız var. Hiçbir farklı fikre tahammülümüz yok. “Farklı düşünce” saygı duyulabilecek bir şey olmaktan çıkmış. Hatta düşman olmak için bir gerekçeye dönüşmüş.
Durduğumuz yerler, siyasi görüşler değişse de değişmeyen tek şey zihin dünyamız. Üstelik, bu zihniyetten şikâyet etmiş olmak da bir şeyi değiştirmiyor. Bu artık bizim genel bir sorunumuz. Herkes bulunduğu yerden yüzde yüz emin, şaşmaz, yanılmaz. Aksini söyleyen de yüzde on bin yanılıyordur! Aslında ne dediğinin önemi de yok, biraz farklı olması bile yeter. Hemen, etiketlenip yaftalamaya başlanıyor. Nasıl bir konu olursa olsun taraf olunan siyasi görüşü arkaya alarak ve en küçük bir taviz vermeden ve asla uzlaşmayı düşünmeden aslanlar gibi mücadele ediliyor. İnsanların kendi kendilerine yarattıkları şahsi hırslarının bir sonucu yani siyasete karşı takıntılı olma sorunu.
Her birimiz aslında mevzilerimizin ellerinden kaymasından korkuyoruz. Bu da her birini ötekine karşı daha saldırgan, tedbirli, savunmacı, her şeyin altında bir bit yeniği arar hale getiriyor. Her an birileri kendilerine zarar verebilir endişesiyle yaşıyor ve ufak bir farklı sesten eleştiriden nem kapılıyor. Mağduriyetler yaratıp onun üzerinden yarışmak yerine çözüm üretilse ve asıl sorunun sürekli “ötekiler” yaratıp duran zihinlerimizde olduğunu kavrayabilsek; ruh sağlığımıza daha iyi geleceği kesin.
Hırs, kin öfke, linç, yok etme, ezme, kibir ve tahammülsüzlük bizi esir almamalı. Hiç olmazsa Domaniç için Hoşgörüyü elden bırakmamalıyız. Daha sağlıklı ve saygıya dayalı sohbet ve tartışma ortamları oluşturmalıyız.
Tartışma ve sohbet demişken.
İlçemizde bulunan ve bir türlü yurt sorunu çözülemeyen Hayme Ana Meslek Yüksek Okulu'nun birbirinden değerli yöneticileri ve öğretim görevlileri, programın içeriğine bakma fırsatı bulduğumdan yazıyorum 25 Aralık'ta "Domaniç Çalıştayı" adı altında bir program hazırlığı içerisindeler.
Domaniç çalıştayı Domaniç'in her bir değerini kapsayan, bireyden başlayıp kurumlarına uzanan çok geniş bir içeriğe sahip, olağanüstü bir çalıştay olarak planlanmış. Domaniç’in tarihi ve kültürel anlamda tanıtılmasına büyük katkı sunacağına eminim. Şimdiden kolay gelsin kendilerine. Özellikle sosyal medyadaki münakaşalarından fırsat bulup bu çalıştaya katılmalarını bekliyorum Domaniç halkından. Geçen senelerde yazdım yine yazıyorum. Domaniç münakaşa götürmez. Kalın sağlıcakla.