Seçimdi, Ramazan’dı derken 3-4 aydır işimize gücümüze bakamadık.
Gelişmiş ülkelerde devlet büyükleri, yaptıkları hatalardan ders çıkartarak, 50 yıllık, yüz yıllık programlar yapmışlar, sistemi kurmuşlar. Koydukları kanunlara kendileri de uymuşlar bu yüzden de iktidar da kimin olduğu önemli değil. Sistem çalışır işler yürür, iktidar ise sadece yeni gelişmelere anında müdahale etmek için vardır.
Mesela haberler gazetelerden yayınlanırken, teknolojik gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan radyolar için anında radyo düzenlemesi yaparak işi başından çözmüşler. Televizyon çıkınca yine aynı hızla sistemi kurmuşlar. İnternet medyası gelişmeden sistem ve kuralları koymuşlardır. Bizde ise kara düzenle yeni düzen kol kola biri ileri biri geri çekiştiriyor.
Yollar, sular, eğitim, hak hukuk, hastaneler, işçi emekçi hakları falan zaten yüzlerce yıldır aynı sistem ve mantıkla tıkır tıkır işliyor. Bizde ise her gelen pişmiş aşa su katıyor. “Devlette devamlılık esastır” sloganı, “ Devlette devamlılık olmaz, ben daha iyisini yaparım” diye ‘yürütülüyor’ .
Öte yandan binlerce yıllık Yörük Türkmen geleneğimizin tarumar edildiği 8.yy.dan itibaren asimilasyon politikaları ile öz benliğini kaybeden halkımız, Kayıların Ertuğrul’u ve oğlu Alpman/ Oitman ya da sonradan değiştirilen ve tanınan adıyla Osman, Devleti Aliye’yi kurarken, yine sonradan değiştirilen adıyla Osmanlı’yı, “İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN” düsturu ile kurmuştur. Dikkat edin ! Burada bir ırkı, bir cemaati öncelemiyor. “İNSANI” diyor ki işin sırrı da burada yatıyor. Bu sır ile asırlarca güçlenerek yaşayan Devleti Aliye’mizin çöküşü, liyakatsiz evlatların halkın iradesi dışında başa geçmesi, baştakilerin zevki sefaya düşmesi, Kendi halklarının töresine inancına ters ilişkilere girmesi, yola çıktıklarını yolda bırakmak bir yana, asıp kesmesi, aç ve açıkta bırakması ile koskoca imparatorluk çöküp gidiyor. Tam da bittiğimiz gün ortaya çıkan bir başka Yörük Türkmen oğlu , “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” diyerek kurduğu Cumhuriyet ile halkımız yeniden bağımsızlığını kazanarak güçlenmeye başlıyor.
İşte bu özetten sonra dememiz o ki. Bizim yakın geçmişteki atalarımız Ertuğrul ve Osman’ın, Atatürk ile arkadaşlarının kurduğu iki devletin ortak sırrı HALK’tır, İNSAN’dır.
Bir iş adamı, “Bizim Avrupa’ya yetişmemiz mümkün değil. Çünkü biz dinimizi bile kötü amaçlar için kullanıyoruz. Şöyle ki; ‘Ramazan bir geçsin, Bayram bir geçsin’ diyerek senede iki üç ayımızı çalışmadan geçiriyoruz. Buna bir de seçimler eklendi mi atı alıp Üsküdar çoktan geçilmiş oluyor . Millet uzaya giderken bizim yapabildiğimiz en fazla camide teberru toplayıp birini göstermelik uzaya göndermek oluyor.
Her neyse, seçimlerde, Ramazan’da, Bayramda bitti. Çalışmamak için önümüzdeki Kurban Bayramı’na kadar iyi bir bahanemiz yok !
Evet seçilmiş Belediye Başkanlarımız, İl Genel Meclisi Üyelerimiz ve de özellikle Muhtarlarımız. Seçim boyunca astınız kestiniz, bol keseden vaatleri sıraladınız. Şimdi dürüstçe verdiğiniz sözleri tutma zamanı.
Özellikle muhtarlar, en fazla tepki alan sizlersiniz. Köyünüz ve mahalleniz için bir şeyler yapmazsanız. Halk artık, “Muhtarlara gerek yok” demeye başladı. Ya çalışır bu kurumları yaşatırsınız ya da yan gelip yatarak aldığınız haram maaşlarla bir kurumun iptaline vesile olursunuz. Dememiz o ki;
Seçilmişler Top Sizde.
Bu vesile ile tekrarlıyoruz. Ya Domaniç İçin Bir Şeyler Yapın Ya Da Yapanlara Engel Olmayın. Domaniç Gazetesi abonelerinden aldığı destek ile hizmette yarışanın yanında, yan gelip yatanın, halkı kandıranın karşısında olmaya devam edecektir !