Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin, 18 Haziran yerine 14 Mayıs'ta yapılacağını, birinci turda hiçbir parti yüzde 50 +1'e ulaşamazsa, ikinci seçimlerin 28 Mayıs'ta yapılacağını resmen duyurdu.
Nedeni, Nasılı ile ilgilenmiyoruz. Olan oldu seçimler erkene alındı ve seçimlere iki ay kaldı.

Başkanlık sistemi diye yola çıktık. Kendimizi, “Türk Modeli” denilen partili cumhurbaşkanlığı sisteminin içinde bulduk. Yeni sistemde halkın seçtiği 600 vekil pasivize edilirken yetki bir kişide toplandı. Ülkeyi atanmış bakanlar, valiler ve kaymakamlar yönetiyor. Hal böyleyken vekile ne gerek var ? Boşuna masraf desekte.  Bu seçimlerde bu sistem iyi mi oldu kötümü oldu bunun seçimini de yapacağız. 

Ülkemizde iki seçmen profili var. Biri, seçtiğine “Liderim” diye tapan, biat eden, diğeri seçtiğinden hizmet bekleyen, hesap soran, sorgulayan kesim.
Solcular, biat kelimesini daha çok sağcılara yakıştırsalar da bize göre her iki kesimde de biatçı bir kitle var. Ama biz, ister laiklik ilkeleri deyin ister Kâfurun suresi deyin ki her ikisinin de içeriği aynıdır. Senin yolun sana benim yolum bana diyenlerdeniz.  Ama asla sorgusuz sualsiz her denileni, her uygulamayı kabul edenlerden değiliz. Dayatmaları kabul etmeyiz. 

Bu düşüncelerle diyoruz ki; Ey bana hizmetkâr olamaya baş koymuş siyasi partiler, onun başkanları ve o partilerin bana vekil olmaya talip bireyleri; Önümüzdeki iki ay boyunca arkamdan önümden koşturacak, kapımı çalacak benden oy isteyeceksiniz. İşte bu süreçte siz susacaksınız ben konuşacağım. Ben ne dersem baş üstüne efendim diyeceksiniz. Biliyorum çoğu yalan ama bol bol vaatler verip duymak istediklerimi söyleyeceksiniz.  Çünkü çok iyi biliyorsunuz ki sizin oturacağınız koltukların konforunu ben belirleyeceğim. 
Benim istediğim vekil koltuğuna, benim istediğim başkan koltuğuna, benim istediğim muhalefet koltuğuna, istemediğim ise evdeki çekyatına oturacak...

İki aylığına da olsa siz bana biat edeceksiniz. Oyumu alıp koltuğa oturduğunuz da iki ayın acısını çıkartmaya kalkmayın beş yıl sonra yine huzuruma geleceksiniz! 

Siz seçilme heyecanı ile unutabilirsiniz ama ben asrın depreminde kaybettiğim 10 binlerce canı unutmadım unutmayacağım. O yüzden önce onlara saygı adına, sonra seçim sürecinin bir ayı zaten ramazan onun hürmetine seçimlerde medeni ülkelerdeki medeni adaylar gibi medeni olun. Sizden olmayanlara karşı ağzınızı bozmayın, küfür etmeyin, ufak atın. Her köyde, her mahallede abdestsiz camiye giderek boşuna zaman harcamayın. Bu şovu yiyenlerin sayısı baya azaldı.

Gürültü ve çevre kirliliğine neden olan üstelikte çok masraflı ve zahmetli hatta çok ilkel olan sokak mitinglerinizi iptal edin. Onun yerine eskiden olduğu gibi çıkın televizyonlara adam gibi davanızı anlatın. Bizde sıcak evlerimizden aranızda kıyas yapma imkânı bulalım. Kim cesur kim korkak, kim iyi niyetli kim kaypak, kim dolu kim boş kıyaslayabilelim. Sokaklarda yandaşlarınızı yanınıza alıp kükremek bağırıp çağırıp naralar atmak kolay. Sıkıysa rakipleriniz ile karşı karşıya, yüz yüze ne diyecekseniz deyinde, neyin eğri neyin doğru olduğunu görelim.  Sadece şu son birkaç hafta da bile o kadar çok kıvırdınız ki, sizin kıvırmalarınız bir yana, size uyan arkanızdakilerde sizin gibi kıvırayım derken farkında olmadan ana babasına sövüyor, teyzesine halasına sıyırıyor. Aileler kopuyor. Arkadaşlıklar bitiyor…

Medeni olun bırakın sokak savaşlarını! Çete liderleri gibi mitinglerde değil, televizyonlar da paylaşın kozlarınızı! Yazıktır bölmeyin insanlarımızı!