Kuşları yemyeşil tepelerinde uçmaya doyamaz Domaniç'in.

Kaptan pilot üstümüzden geçerken yolcularını uyarmak zorunda kalır;
“Sayın yolcularımız, lütfen korkmayınız. Uçuşumuz devam etmektedir. Kaza yapamadık ve siz de ölmediniz. Aşağıda gördüğünüz yer cennet değil Domaniç'tir”

Adı konmamış yeşili de doğa kanunlarına aykırı birbirine zıt bitkilerin birlikte yaşadığını da Domaniç dağlarında bulabilirsiniz. 

Sonra bir sonbahar gelir ki ressamlara fırça kırdırır, fotoğrafçılara makinelerini yaktırır. İçinde dolaşanların gözlerini şaşılaştırır.

Ya kıvrım kıvrım yollarına sıralanmış yüzlerce çeşmeden akan ve her biri ayrı bir derde deva olan pınarlarına ne demeli ?

Yerlisi pek yüzüne bakmaz ama elin yabancısı konu komşunun testisini toplar gelir doldurur kamyona.

Kimi şifalı otunu toplar, kimi mantarını, kimi balık tutar derelerinde… 

İlkbahar yaz derken gelir kara kış. Bir gecede ağarıverir mağrur tepeler…

Beyaz güzeldir, temizliği, paklanmayı temsil eder elbette gelinliği de temsil eder. 

Romantikler, “Domaniç gelinliğine büründü” derler. 

Ama bu beyaz gelinlik değildir bilir misiniz ? 
Bilirsiniz bilirisiniz de kabullenemezsiniz. 

Kefendir o !

Dedik ya beyaz temizliği, beyaz paklanmayı temsil eder. Beyaz ölümün habercisidir. Ağaran saçımız gibi.

Doğada her şey sürekli yenilenir. Yenilenme ölümle gelir. Ölüye kefen giydirilir. 

Domaniç dağları da kefenini giydi. 
Yaşarsak göreceğiz birkaç ay sonra nasıl yeniden yenilendiğini.

Doğada her yıl yaşanan bu döngü insanlarda ortalama 70 yılda olur. 
Doğada çoğu canlı ölür veya kış uykusuna yatar.  
İnsanlar ise kış kıyamet günlerinde evine çekilir, inzivaya çekilir. Oturur düşünür, istişare eder kendini yeniler.
Doğanın yeniden dirilişe geçtiğinde insan da bir önceki yıldan daha iyi yaşayabilmek için dersine çalışır. 
Uzun lafın kısası Domaniç'in dağları kefene büründü. Yeniden doğmak için ölüyor. 
İçinde yaşayan bazı hayvanlar kış uykusu için inlerine çekiliyor.

Ya biz insanlar !? 

Biz bitki değiliz ölmeyeceğiz, biz hayvan değiliz inimize çekilip uyumayacağız. 

Doğanın kefeni, insanın gelinliğidir. Yeniden üremek üretmek için bir ve beraber olacak oturup düşünecek. İnsanca konuşup kardeşçe gelecek nesiller için çalışacağız.