Eskiler, “Yaş yetmiş, iş bitmiş” derlerdi. Bir de, “ Yaşlıların yediği zarar yemediği kar” derler. 

Bizim emeklilere, yaşlılara bakış açımız maalesef bu. Eskiden yaşlılara devlet sahip çıkar ömrünün son çeyreğini rahat yaşaması için emeklilik maaşı öderdi.

Son yıllarda maaş ödenmesine ödeniyor da ödenen maaşlarla bırakın geçinmeyi hayal kurmak bile mümkün değil. 

Öte yandan dünyada sadece bizdedir herhalde. Merhum Süleyman Demirel’in oy için verdiği erken emeklilik hakkı. İnsanlar, 35-40 yaşlarında emekli oluyor. Üç gün emekli pirimi ödeyen 15 gün maaş yemeye başlayınca SSK’mız çöktü. 

Yıllardı İşin özüne inip çözüm üretmek yerine Erdoğan o günlerde SSK müdürü olan günümüzde ise kendisine rakip gibi görünen Kılıçdaroğlu’nu suçladı. O da kendini savundu durdu. Maalesef İki taraftan da bir çözüm çıkmadı!

Almanya yüz yıl önce bu olayı çözmüş. Emeklilik yaşı 65 demiş (Günümüzde 67 ye çıkarıldı) ama yerine de kademeli emeklilik sistemini getirmiş. Ya 47 yıl ful çalışır ful maaş alırsın ya da 50 yaşından sonra kademeli olarak sağlık nedenleri ile erken emekli olur ama az maaş alırsın. Maaşın yetmezse sosyal devlet devreye girer eksiğini tamamlar karşılığında da senden yapabileceğin bir iş ister. Okulda, kurumda temizlik bahçe bakımı gibi…
Neden bizde aynı sistemle sorunu çözmüyoruz da emeklileri devletin sırtında kambur gibi görüyoruz. Ya da erkenden emekli yapıp az maaşla adamları kambur haline getiriyoruz?

Malum son 22 yılımızı tek bir iktidarla götürüyoruz. Uzun süre iktidarda kalan herkesin başına gelecek narsisim hastalığı bizim iktidarımızın da başında.  Muhalefetsiz hükümet canı ne isterse onu yapıyor. Dedikleri gibi, ‘ Bal tutan parmağını yalıyor’  

Devletçilik bittiği için devletin yaptığı ne varsa satıp özelleştirdik. Gelen paralarla hanlar hamamlar saraylar yaptık. Eşi dostu çoluk çocuğu büyük patronlardan yaptık. Bakkal dükkânı açıverdiğimiz dostlara, bir de müşteri garantisi verdik. Gavur parası olan dostlarımızın parasına para katabilmek için Nas’ı yok sayıp yüksek faizler verdik. Derken kasaları boşalttık. 
Tasarruf şart ama itibardan olmaz ! Yakınlarımızı da mağdur edemeyiz. İşçinin emeklinin hakkını arayan sendikalar bizden, basın bizden, muhalefet kendi mahallesinde maç yapıyor. Öyleyse zaten zenginlik görmemiş işçiye köylüye emekliye biraz daha binelim. Ama emekliler başa bela. Çalışmıyor üretmiyor bir de maaş alıyorlar. Az versen sızlanıyor,  çok versen para yok. 
İşte bizim çözümümüz;
Emekli maaşları 5 bine düşürülsün. Emeklilere özel beleş pavyonları, lokantalar açılsın. Yesinler içsinler. Dindar kesime de camilerde bedava hizmet verilsin. Etle sütle, balla börekle beslensinler. İçki, sigara, et süt derken kısa sürede şeker, tansiyon, kolesterol derken fazla yaşamaz hakka yürürler. Hem son günlerini musmutlu ve memnun geçirirler hem de kısa sürede hepsinden kurtuluruz! Ne dersiniz?