Aslında asıl hedefim Domaniç Beyi olmak ama günümüz şartlarında yok demokrasi, yok gerici, yok darbeci faşist dersiniz. Sırf ayıp olmasın diye bende demokratik yollarla iktidara gelirsem yavaş yavaş olur ama yine de olur diyorum.

Bakın baştan söylüyorum. Öyle bir kere beni seçin sizi uçuracağım deyip koltuğa oturduktan sonra bi daha bi daha demiyorum. Direk 4 dönem istiyorum.

Doğduğum topraklar olan Domaniç’i Sefa’dan Karamanlar’a, Seydikuzu’ndan Kozluca’ya çok seviyorum. Gerek ülkemde gerek dünyada çok güzel yerler var ama benim değil.

Ne demiş Yunus, “Ben güzele güzel demem. Güzel benim olmayınca” Yine diğer bir ozanımız Aşık Veysel ne diyor? “Sendeki güzellik neye yarar. Bende ki bu aşk olmasa”

İşte tam da bu ! Domaniç belki güzel değildir. Ama Domaniç benim ve ben Domaniç’e aşığım.

Domaniç’te safkan kalabilmiş yörükler, tüm ilkel yaşamlarına rağmen sağlıklı, mutlu huzurlu bir şekilde 90-100 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yaşayabiliyorsa ki bu yaşlara zengin ülkelerin vatandaşları, doktor kontrolünde ilaçlarla ancak ulaşabiliyor. Bana göre Domaniç doğal yapısı ile bir dünya harikası, tarihi açıdan da kutsal topraklardır ve sahip çıkılması gerekir.

Hal buyken Domaniçliler neden doğduğu toprakları terk ediyor derseniz. Cevabımız şudur; Kendini dünyanın sahibi gören sözde büyük insanlar oturdukları yerden siyaset üreterek parsel parsel paylaşım yapıyorlar. Bunu yaparken de gelecek ayları değil gelecek asırların stratejilerini kuruyorlar. Altında madenler ve su, üstünde bin bir çeşit bitki örtüsü ile şifa dağıtan Domaniç toprakları yörüklere bırakılmayacak kadar değerlidir. Onlara göre.

Domaniçliyi canından bezdireceksin. Onlara Domaniç’ten bir şey olmaz diyecek dedirtecek göç ettireceksin ki boşalan arsaları, tarlaları ucuza kapatacaksın. Onları uçuk kaçık tünel yalanları ile kandırıp İnegöl’e postalayacaksın ki dünya harikası dağların üstünü Araplara villa, altını Amerikalılara, Almanlara maden yatağı olarak kullandıracaksın.

İşte bu yüzden Kayı Türklerinin ata yadigarı topraklara sahip çıkması şart hem de şap şart. Bu işte Beylik darbesi ile olur ama elimizde ne Ertuğrul var ne de Atatürk. Yörük Türkmenlerine elin gavuruda düşman, Arap sevici ümmetçilerde düşman. Bu yüzden oyunu kurallarına göre oynayıp demokrasiyi araç olarak kullanarak Belediyeyi ele geçirmek lazım.

İşte 4 dönem için vaatlerimiz;   

1.    Dönem komünistliği ilan edeceğiz. Her şey belediyenin olacak. Öyle dedemin bahçesi, ebemin çiftliği diyerek bölüp parçalayıp küçültmek yok. İlçeden köylere kadar tüm binalar yıkılarak yerine simetrik mimari ile akıllı yörük evleri yapılacak. Evlerin suyu tek kaynaktan Pazar alanı ve Yeşil köy barajlarından gelecek. Elektrik ve ısı için güneş, rüzgâr ve hayvanlarımızın gübüründen elde edeceğimiz biyogaz ile sağlayacağız.  Bütünleştirilmiş topraklarımızda kimsenin 1-2 dönüm tarlası olmayacak. Herkesin binlerce dönüm tarlası olacak. Kişiye özel binlerce traktör olmayacak birkaç dev ziraat makinesi ile tüm işler tek elden yapılacak.

2.    Dönem, Kapitalizme geçeceğiz. Komünisttik döneminde el koyduğumuz ev, araba, tarla kadar hisseyi mal sahibine hisse olarak vereceğiz. Bundan sonra akıllı olan zenginleşecek, miskinler açlık ve sefalet içinde aramızdan ebediyete göçecek.

3.    Dönem, sosyalizme geçeceğiz. Bilen bilmeyene köşeyi dönen, dönemeyene el verecek. Güçlü belediye mağdur olanın elini tutacak.

4.    Emperyalizme geçeceğiz. Domaniç Kültürünü, önce çevre ile ve ilçelere, ülkeye, zamanla dünyaya yayacağız.  

Ne dersiniz 4 dönem belediye başkanlığı için oylarınızı bana verir misiniz?