Avrupalı çiftçilerin hak arayışını, sizin seyrettiğiniz kanallar gösteriyor mu ?

Çiftçiler öyle protestolar yapıyorlar ki günümüz Türk halkı herhalde düşünürken bile korkuyordur !

Anlaşılır gibi değil. Akıl almayacak yalanları, kıvırmaları göz göre göre alkışlayan, sineye çeken, savunmaya çalışan bir taraftar nesil türedi.

Adam kayırma, göz yumma, denetimlerin iş sahası yerine lüks restoranlarda yapılmasından kaynaklanan sorumsuzluk. Hatayı, eksiği, yanlışı idare ederken yine bir maden faciası daha yaşadık. Görünen o ki şimdilik 9 insan canını yitirdik. Doğa katliamının haddi hesabı yok. İlerdi kaç yıl cansız topraklardan zehir fışkıracak, kanserden kaç bin insan ölecek bilmiyoruz…

SEFA TAŞKIN’I BİLİRMİSİNİZ ?

Daha önceleri de bu köşede defalarca yazıldı.  90’lı yıllarda İzmir’in Bergama ilçesinde Kanada, Almanya ortaklı bir şirket , siyanürle altın çıkarmak istiyordu. Bergamalılar günlerce çeşitli protestolarla televizyonlarda tepkilerini dile getiriyordu.

Belediye Başkanı Sefa Taşkın olayı Avrupa Mahkemelerine, Avrupa kamuoyuna anlatmak için Almanya’nın Hollanda, Belçika sınır ili olan Aachen’de konuyla ilgili bir seminer verdi.

Seminerde, Siyanür, Sülfirik Asit, Arsenik ile ilgili geniş çaplı bilgilendirmenin ardından konuyu bunların zararlarına ve özellikle siyanür ile altın çıkarmanın zararlarına getirdi.

Çok ortaklı bu dünya devi Altın Arama konsorsiyumu, Bergama’da çıkacak altının iki katı kadar para harcayarak buradan izin koparmaya çalışıyormuş.

MEŞHUR LOZAN ANTLAŞMALARI ENGELİ !

Hani bir kesim, “Lozan 2023’te sona erecek madenlerimizi çıkaracağız” diyordu ya;  işte o mesele…

Türkiye istediği yerden istediği madeni çıkartıyordu Tunçbilek örneğinde görüldüğü gibi. Onlarca yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak maden çıkartıyoruz. Bu haktan yabancı ülkeler mahrum bırakılmış. Şartlar çok ağır izinlere ve denetimlere bağlanmış.   

Birileri de bilmeyerek yıllardır tüm uyarı ve ikazlara rağmen bilmeden başkalarının borazanlığını yaptı bu ülkede.

Belediye Başkanı Sefa Taşkın, iki üç saatlik sunumunda çevrecileri ve basını bilgilendirdi. Avrupa Hürriyet Muhabiri olarak kendi bölgem olan Aachen’de bu haberi ben takip ettim.

Seminerden sonra Türk gazeteciler olarak Başkanla aynı masada sohbet etme imkânımız oldu.  Aksanımdan dolayı başkan benim Egeli olduğumu anlamış olacak ki bana, “ Delikanlı sen nerelisin” dedi. O zamanlar 20 li yaşlardaydım. “Domaniçliyim Başkanım” dedim. Dedi ki; “ Bak oğlum bizim mücadelemiz aynı zamanda sizin içindir. 3 kuruşluk altın için 5 kuruş harcayan bu şirketin derdi Türkiye’de istediği altın çıkarma iznini koparabilmek içindir. İzin çıkarsa ikinci veya üçünce gelecekler yer Domaniç Dağlarıdır. "Ağırlığı altın 10 çeşit maden var” dediğinde Başkanı tiye almıştım içimden. Ancak 2 bin yılında izine geldiğimde evin önünde yabancı plakalı lüks pikapları görünce anladım başkanın doğru söylediğini.

Dağlarımızda altın olduğu ise dağ sularımıza tat veren arsenik oranının yüksekliği olduğunu bu yüzden de bizde kanser vakasının çok fazla olduğunu anlamam ise çok daha geç oldu.

Her yanımızı madenciler çevirdi. Kimi altın, kimi mermer, kimi adını bilmediğimiz madenler için dağlarımızı delik deşik ediyor.

Bizde sessiz ve suskun bir şekilde seyrediyoruz. Geçen yıl bir orman yangını madenciler yüzünden oldu denilmesine rağmen olay kısa sürede kapandı.

Susun millet susun başımıza ne geliyorsa susmaktan geliyor.

Ama ne olur bir kere olsun sorun; “ Susmak çözüm mü ?