Birileri iklimimizle oynuyor, dünyamız ısınıyor, ısındıkça yangınlar artıyor, artıkça yeşilimiz kararıyor. Son yangınlardan yeşil Bursa’mız da nasibini aldı ve yeşil bursa oldu kara Bursa. Asıl sorun ise Kara Borsa !
Eskiden sahil boylarında ormanlar yanar, yetkililer, piknikçileri suçlar, Türk halkı bir iki hafta sonra bu yangını unutur, ilgililerde yanan ormanlara otellerini konduruverirdi. Son yıllarda ise hem memleketin hem dünyanın asla otel olmayacak ormanları da yanmaya başladı. Hem de öyle bir otellik değil dev alanlar cayır cayır yanıyor… Ülkemizin başının belası, Avrupalı Amerikalı “Dostlarımızın, Müttefiklerimizin” maşaları terör örgütü kışın köylerden askere alınan çocuklarımızı öldürür, yazında ormanlarımızı yakardı. Bi hükümet gelir canla başla terörü bitirir terörist başını yakalar, öteki gelir “Barışma zamanı” diye teröristleri affeder derken son 50 yıllımız canlarımızı ve ormanlarımızı kaybederek geçti.
Gecekondulardan, köylerden gelen şehit haberlerinin ardından siyasiler tabut başında siyaset yapar, yandaşlar, “ Şehitler ölmez” bla bla şovu yapar, paralı imamlar “Şehitlere öldü demeyin ! Onlar sizi ahirette cehennemden kurtaracak, çok şanslısınız ! Ne mutlu size ! Oğlunuz, eşiniz, babanız şehit oldu diye ahkam keser sonra lüks araçlarına biner özürlü engelli diye askerden muaf ettirdikleri Amerikalarda eğitim gören oğullarının yanlarına gider yatlarla gezintiye çıkarlardı. Son demde teröristlerle ikinci kez masaya oturuldu. 22 madde olduğu iddia edilen bir şartname imzaladı ve terör bitti denildi. Örgütün şartlarını kabul ettiğimize göre, örgüt artık köylülerimizi garibanlarımızı öldürmeyeceğine pardon şehit etmeyeceğine ve ormanlarımızı yakmayacağına söz verdiğine göre bizim ormanlarımızı kim neden yakıyor ? Piknikçiler dediler ama ormanlara girişi yasakladılar.!
Elektrik telleri dediler ama bu seferde peşkeş çekilen elektrik hatlarına bakım yapmayan arkadaşların siyasi faturası siyasilere çıkmaya başladı. Ormanlara atılan çöpler şişeler mantıklı ama basının ve çevrecilerin yıllarca dile getirdiği halde ormanı kirletenlerin kılına bile neden dokunulmadı? Koyuna keçiye yasaklanan ormana, köylü sokulmadı. Dal budak, pislik, sıfır kesim derken bir de baktık ki ormanlar bir bir gidiyor, gidenlerin yerine madenler madenciler geliyor. Yanan ormanın çam gövdeleri sunta firmalarını adeta ihya ederken, kim bilir bilmediğimiz daha ne işlere yarıyor.
Orman yangınları dünya genelinde artarak devam ediyor ama bizde bir sorun daha var. Bizim var olan orman yangını söndürme uçaklarımız yıllar önce hangara çekiliyor, eldekiler satılıyor, orman söndürme elemanlarımızı eğiten okullarımızın taa 2018’de kapatıldığı iddia ediliyor. Yangın söndürme ekiplerimizin üzerinde yanmayan elbise bile olmadığı ortaya çıkıyor ki 2017 yangının da hangi güçlüklerle çalıştıklarını Çukurca ormanı yakıldığında da görmüştük. Son Eskişehir Orman yangının da 11 itfaiye erimizi eğitimsiz ve donanımsızlıktan kaybettik. Allahtan şehitlik diye bir kavramı komşudan almışız da kaybettiklerimizin ardından öldüler diye ağlayan birkaç yakını hariç Şehit mertebesine ulaştılar diye geri kalanlarımız ölenlere gıptayla bakıyoruz ! Bursa Harmancık’ta ormanları yakan bir köylü yakalandı. Fetöcüymüş de ömür boyu ceza evinde kalmak için ormanları yakmış. İfadesi öyleymiş. Ayrıca diğer yakalananlar gibi bunun da suç dosyası kabarık ve suçlarının arasında orman yakmak ta var. Yani yakalanmış ama serbest bırakılmış
Anlaşılan o ki orman yangınlarının dünya genelinde bir borsası oluşmuş hem de kara borsası ! Kimin ne çıkarı var anlamadık ama Yeşil Bursa’mız Kara Borsa için Kara Bursa oldu ! Daha da nereler kararacak bilmiyoruz.