Siyaset başta olmak üzere, Türk halkı olarak, hangi konu olursa olsun kısır döngüler etrafında dönüp dönüp duruyoruz. Yerele indirgersek aynı tez biz Domaniçliler içinde geçerli. Bir Türlü kahve kültürü siyaset konuşmaktan kurtulamadık. Sonrasında mehter takımı misali bir ileri bir geri, bir sağa bir sola. Muhabbetin sonu ise kendimiz ile bile kavga edecek duruma geliveriyoruz bir anda.
Evet kendimiz ile kavga ediyoruz. Aklımız ve duygularımızın arasında bir çelişkidir alıp gidiyor. Sonrası mı? Her gün birlikte olduğumuz can ciğer dostlarımızla kavga edercesine tartışmalar doğuyor aramızda. Sonuç olarak dargınlıklar, kırgınlıklar boy gösteriyor sosyal hayatımızda.
Birde bu tür tartışmaların sosyal medya tarafı var ki; Sormayın gitsin. Bilgisayarın klavyesini veya telefonu eline alan ekonomi ve dış politika başta olmak üzere hangi konu ile muhatap olunuyor ise o konunun uzmanı oluveriyoruz. Gerek iktidar gerek ise muhalefet olmayı beceremiyoruz bir türlü.
Muhalefetlik yapılacak yap, diyerekten, dün iktidar kanadının hiç bir açıklamasına inanmazken bu gün yaptığı bir açıklama ile mevcut yönetimi eleştiriyor, yerden yere vurmaya başlıyoruz. Emeğin kutsallığını unutup, verilen emekleri, kat edilen yolları unutuveriyoruz bir anda.
İktidar kanadında durum sanki farklı. Muhalefet bir cümle kursa, uzatıp uzatıp kopana kadar eleştirilecek eleştir, diyerekten o cümleyi her konunun sonuna ekleyip, ısıtıp ısıtıp sunuveriyoruz karşı tarafın önüne. O cümle koskocaman bir nokta oluveriyor ve başka söze ne hacet. Konuşmaya bile değmez deyip kestirip atıveriyoruz.
Siyaset başta olmak üzere, sosyal hayatımızda da empati kültürümüz sıfır. Bu empati kültürünü, ne muhalefet ne iktidar kanadında bulmamız imkansız bir şey. Çünkü eleştiri kültürü toplumda beğeni ve yorum olarak daha fazla rağbet görüyor. Oysa ki yapılan her türlü güzel işin, duruş bahsi aranmamalı. O güzel iş, yapanın iktidar veya muhalefet sıfatı aranmaksızın taktiri hak etmeli.
Yıllarca bu köşede Domaniç’linin derdi tasası için yazmaya çalışıyorum. Bıkmadan usanmadan da yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu güzel ilçede bende yaşıyor ve bu İlçe insanının mağdur olduğu her bir durumda bende mağdur oluyorum.
Bu köşemde defalarca yazdım.
Domaniç'in öncelikli sorununun ısınma (doğal gaz) sorunu olduğunu. Kış geldi geliyor, artan kömür fiyatları karşısında Domaniçli ısınmakta zorlanacak ve kömüre ödenen paralar ile Domaniçli kendi evinde kiracı olarak oturuyor dedim defalarca. Ama bir türlü doğal gaz sorununa çözüm bulunamadı.
Domaniç Belediye başkanı doğal gaz için gelinilen son aşamaları Domaniç halkı ile paylaşmaya çalışırken, iktidar partisinin İl başkanının Pazarlar ve Şaphane ilçelerine doğal gaz verilecek açıklamaları, gerçekten Domaniç’linin sinir uçlarına dokunmaya başladı. Yok efendim Gediz İlçesi ile yakınmış oralar da, doğal gaz hattı... Bir çok tez ortaya çıkıyor.
Doğal gaz konusu ile ilgili geçen hafta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Domaniç İlçe Başkanı Erdoğan Arıkan'ın basın açıklamasını okudum. Eğer Domaniç’linin problemleri için bir şeyler yazılması gerekiyorsa, yüksek öğrenimini Şaphane ilçesinde tamamlamış bir kardeşiniz olarak, şahsi olarak düşüncem, sayın Arıkan başkanında belirttiği gibi, ortalama olarak Domaniç Tavşanlı arası da, Gediz İlçesi ile Şaphane ve Pazarlar ilçeleri kadar mesafede. Doğal gaz sorunu Domaniç’te çözülmesi acillik isteyen en büyük sorun şuanda.
Velhasılı, doğal gaz sorunu Domaniç ilçesinde bir yılan hikayesidir, aldı başını gidiyor. Önümüzde yerel seçimler var. Hem iktidar hemde muhalefet birlik olup, eleştirilecek eleştir, muhalefet yapılacak yap, kültüründen uzaklaşıp bu konu üzerinde ellerini taşın altına koymalı. Onlar iktidar, sizler muhalefetsiniz anlayışı bir kenara bırakılmalı. Yoksa Domaniçli yerel seçimlerde faturayı doğal gaz üzerinden birilerine keser diye düşünüyorum. Domaniç için ortak akıl ve birlikte hareket edilmeli ve kesinlikle bu birliktelik Domaniç’linin kazanımı ile sonuçlanmalıdır. Yılda taş çatlasın dört ay sıcak gün gören Domaniçli için doğal gaz şarttır. Kalın sağlıcakla.