Cumhurbaşkanımızın Amerika gezisi ve Trump’la yaptığı anlaşmaların iç yüzünü öğrenme şansımız pek yok gibi. Malum bizde objektif basın yok edildi, yerine yandaş basın getirildi.

Yandaş basının iktidar yanlısı sözcülerinin anlattıkları ile muhalif yandaşların anlattıkları her zamanki gibi birbirini tutmuyor. Bir taraf uçuruyor, diğer taraf gömüyor!

İşin doğrusu nedir? Vallahi onu merak eden de pek yok. Yandaşların dinleyicileri, yandaş oldukları partilerine göre konuşuyor. Yandaş olmayanlar ise aşının, ekmeğinin derdine düşmüş, “bana ne” diyor!

Muhalefet basını, “2011 yılında yerli ve milli uçağımız göklerde diyordunuz, Amerika’dan 300 kadar uçağı niye aldık?” diyor. “Gabar’da benzin, Karadeniz’de gaz bulmuştuk, okyanus ötesinden niye gaz aldık?” diye soruyor.

İktidar basını ise koskoca Amerikan Başkanının bizi ne kadar övdüğünü, önemsediğini anlatıyor.

Kafalar karışık. Amerika’da bir şeyler oldu ama iyi mi oldu, kötü mü oldu, anlamadık.

Tüm bu pazarlıkların yanında bir konu daha gündeme geldi ki kafalar tümden karıştı! Ben de dahil çoğumuzun ilk defa duyduğu bir konu: Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması.

“Bu nedir?” diye internette sorgulattığımızda çıkan sayfalar dolusu yazıları okumak hafta sonumu aldı. Bu okul, Osmanlı döneminde 16. yüzyılda kilise olarak açılmış. Sonra 1 Ekim 1844’te ruhban okulu olarak faaliyet göstermeye başlamış. Fener Rum Patrikhanesine bağlı okulun ülke güvenliği için sorun olduğunu görenler, kapatma girişiminde bulunmuş ancak olmamış. 1950’lere gelindiğinde okul yeniden faal duruma gelmiş, 1971’de ise kapatılmış.

Kim açmış, kim desteklemiş, kim kapatmış, neden kapatmış… Varın merak ediyorsanız kendiniz araştırın.

Şimdi neden gündemde, neden yeniden açılması için kollar sıvanmış? Hiçbir bilgimiz yok!

Almanya’da Türkler, Araplar cami açarken bizde kiliseleri kapatmışız; elbette açmak lazım da denilebilir. Ama onlar bizim gibi masum masum ibadet etmiyorlar, rahat durmuyorlar ki!

Öte yandan Avrupa’da son 5 yüzyılda bir tek kilise açılmaz, yaptırılmazken bizde niye onlarca kilise art arda açılıyor?

Kendi adıma ben bu Heybeliada Ruhban Okulu fikrini pek beğenmedim. Keşke eskisi gibi objektif basınımız ve gazetecilerimiz olsa da şu meseleyi bir öğrensek. Ancak günümüzde ne deprem dedelere, ne hukukçulara, ne siyasetçilere, ne gazetecilere, ne tarihçilere, ne de din adamlarına güven kaldı.

Kısacası güvenecek kimse, tutunacak dal kalmadı vesselam!