Galatasaray muhteşem miydi bu yıl? Yoksa herkesin hali perişanken birkaç kilit doğruyu yapmayı becerip şampiyonluğa mı uzandı? Ben Beşiktaşlı olduğum için çok cicili bicili bir yaklaşım sergileyemiyorum ve fakat samimiyetle tebrik ediyorum. Harika mıydılar, sıradışı bir performans mı ortaya koydular tartışılır ve ancak Türkiye’nin en iyilerinin onlar oldukları bence nettir. Yani sezon boyunca olan onca saçma sapan skandalları bir kenara koyduğumuzda aslında lig en azından hakkani bir biçimde sona ermiş oldu.

Galatasaray 24. kez Türkiye Şampiyonu oldu. Barcelona 28 kez İspanya Şampiyonu olmuştur. Paris Saint Germain toplam 12 kez Fransa Şampiyonu olmuştur. Monako’nun 8 Fransa Şampiyonluğu bulunmaktadır. Dortmund 8 kere Bundesliga Şampiyonu olmuştur. Liste uzuyor. Ve şunu gösteriyor: Dünya’nın en iyileri için bile 24 şampiyonluk öyle gerçekten yenilir yutulur cinsten bir başarı değildir. Galatasaray artık Dünya Futbolu için şöyle bir konum elde ediyor: Futbol Galatasaraysız olmaz. Futbola değer katan ve çapı tartışılmaz bir marka Galatasaray. Bunun kanıtı bu takımın parçası olan isimlerde de gizli aslında.

Herkesin ortadaki başarıda payı olduğu bir ortamda isimlere odaklanmak belki ihtiyaç dışı görünebilir. Yine de karpuz yemek için illa su içmeye ihtiyaç duymaya gerek yoktur diye düşünüyorum. Bu yüzden öncelikle Okan Buruk demek istiyorum.

Bu adam Futbol Sporu adına Dünya çapında bir öykü ve örnektir. Gencecik yaşında çıktığı lig maçında bacağının kırıldığını tüm Türkiye üzüntü ile görmüştük. Durum bir kırıktan sonra iyileşip tekrar sahalara dönmek hadisesi değildi. O en iyilerden biri olarak döndü sahalara. George Hagi ile birlikte Galatasaray’da forma giydi. Yani futbolun maestrosundan feyz aldı. Yolu Inter Milan’a kadar uzandı. Uluslararası kulüplerde top koşturma yolunu Türk Sporcular için ilk açan öncülerdendir. Tekniği yüksek ve daima çok koşan bir oyuncuydu.

Bu sezon Galatasaray Türkiye’nin prestijini koruyabilen tek futbol kulübümüzdü diyebiliriz. Manchester United üzerinde tahakküm oluşturması ve ikili kıyaslamada İngiliz rakibine karşı bariz üstünlük kurması alkışlanan bir başarıydı. Her ne kadar bu performans Şampiyonlar Ligi’nden elenmesine engel olmasa da diğer kulüplerimiz gibi kepaze olmadılar.

Galatasaray takım. Bireyselde üstün ve çoğulda birlikler. Barış, Kerem, Abdülkerim, Zaha, Tete, Icardi, Mertens, Kaan, Torreira, Oliviera ve Muslera ve fazlası. Bu adamlar birer yıldız. Bu adamlar Şampiyon. Peki şimdi Türkiye, Avrupa, Dünya Cim Bom’dan ne bekliyor?

Öncelikle ilk umut; Şampiyon kadronun korunmasıdır. Yani kadrodan kopma olmaması önemli. Çünkü kadro korunursa takımın harmonisi artacak demektir. Sezon ortasında Boey’in red edilmesi sağduyu dışı olacak teklif nedeniyle takımdan ayrılmasının iyi olduğunu kimse iddia edemez. Bunun yanında Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek olan Galatasaray’ın kadrosuna küresel yıldız transferi yapılması iyi olacaktır. Ve fakat transfer için izlenmesi gereken esas yordam Şampiyon Takım’a kim ile birlikte oynamak istediklerini sormaktır. Yani bir takım Şampiyon olduysa ve bu takıma yeni futbolcu gelecekse, uygun olan yeni gelecek oyuncunun kim olmasını istediklerini takıma sormaktır. Hakan Çalhanoğlu Galatasaray’da olsa güzel olmaz mı?

Yaklaşan sezonda Şampiyonlar Ligi’nde müsabakalara çıkacak bir takımdan kimse ayrılmak istememeli.

Şampiyon Galatasaray ile ilgili sıcak gündemdeki diğer bir konu ise: “Galatasaray Şampiyon oldu ama Borsa’daki hisseleri ucuzluyor!” Bunun sebebi piyasanın en doğal tepkisini takınmasıdır. Yani Galatasaray hissesi tutan yatırımcı diyor ki: ‘Kulüp daha yeni Şampiyon oldu. Demek ki hissenin görebileceği tavan fiyat bugünkü fiyat olmalı. O zaman satmalıyım.’ Ve hissenin hakim işlemi satış oluyor. Böyle olunca hisse ucuzluyor.

Galatasaraylılar… Ekranlar karşısında Galatasaray’ın mücadelelerini izleyenler… Stadı doldurup yürekten tezahürat edenler… Deplasmana otobüs kaldırıp takımı yalnız bırakmayanlar… Yani taraftar. Galatasaray taraftarı. Her sporcunun hayali kıvamında bir taraftar portresi çizen bir Galatasaray taraftarı var. “Benim biletim pahalı. Ben bağırmam.” diyen bir kitle değil bu. Sunduğu destek ile kazanmayı kendisi için layık hale getiren bir camia söz konusudur.

Kulüp yönetiminin Galatasaray üzerinde oluşturulmak istenen kötü niyetli saldırıların takıma yansımaması için gösterdiği azami çaba taktire şayandır. Barışçıl, usturuplu, saygılı ve edepli bir yönetim anlayışı vardı.

Bu sene Boğaziçi Köprüsü’ne asılacak dev bayrak Sarı Kırmızı olacak gibi duruyor.

Ancak Fatih Sultan Mehmed Köprüsü’ne de Siyah Beyaz dev bayrak asılabilir. Türkiye Kupası’nı kazananın Beşiktaş olduğu da gümbürtüye gitmemeli.

Beşiktaş’ın durumu ile Galatasaray’ınkini birbirine benzeten tek unsur ikisininde başarı ile sonuçlanmasıdır. Ve fakat Beşiktaş’ın durumu bu sezon içler acısı idi. Yeni yönetim tam anlamıyla bir enkaz devraldı. As kadro çıktığı maçlarda tel tel dökülüyordu. Bazı sporcular 90 dakika çıkaramayacak haldeydi. İşte bu vaziyet içerisinde yeni yönetim göreve geldi. Futbol Şubesi Başkanlığı Türkiye Gol Kralı Feyyaz Uçar’a emanet edildi. Ve sonrasında ne yaptı ne etti Beşiktaş böyle sefil bir sezonda bile kupa kaldırmayı başardı.

Galatasaray üstündü. Güçlüydü. Kazandı.

Beşiktaş zayıftı. Haraptı. Kazandı.

Galatasaray’ın kazanması Türk Sporu’nun kazanması demektir. Beşiktaş’ın kazanması hakeza öyledir. Çünkü örneğin bu sezon Türkiye Su Topu Ligi Şampiyonu yine Galatasaray’dır. Hentbol Ligi Şampiyonu Beşiktaş’tır.

Yani bu kulüpler sporun her mecrasında faaliyet gösteren ve genci yaşlısı tüm insanları sağlıklı yaşam tercihlerine özendiren nadide sivil toplum kuruluşlarıdır.

Şampiyonluk yarışını son ana kadar kafa kafaya götüren Fenerbahçe’nin hepimizin saygısını defaten kazandığını ihmal etmemeliyiz. İkinci ilk kaybedendir.

2024 Türkiye Süper Lig Şampiyonu; Galatasaray SK.